Bekir ÖzgürYazarlar

KÜRT ÖZGÜRLÜK HAREKETİNİN HEDEFİ NEDİR?

Ortadoğu’da Türkiye’yi de kapsayan, sosyal ve siyasal sorunlar yumağı içinde sorunların çözümü için mücadele eden özellikle öncü kadrolar, hitap ettikleri toplum içinde milli ve dinsel söylemleri öne çıkarmakta, sömürünün ve baskının asıl kaynağı SINIF sorununa, tali bir olgu gibi görüntü vermekteler.

Sömürünün ve baskının katmerli olduğu Ortadoğu coğrafyasında, milli ve dini söylemlerin öne çıkarılması, toplumun, miadı dolmuş duygu ve değerler ekseninde kümelenip mücadele etmesi, SINIF gerçeğinin göz ardı edilmesini gündemde tutar ki, mücadelenin milli ve dini temelde yürütülmesi, hükümran sınıfın istediği yönde biçimlenir ve gelişir.

“Ulusların kendi kaderini, kendisinin tayin etme hakkını” haklı ve meşru görmek, devrimci bir duruştur. Bu hak için mücadele etmek, isterse siyasi bir çatı altında özerk yaşamak, gerek görüyorsa ayrı devlet kurmak, kendisini baskı altında gören o milletin halkının vereceği karara bağlıdır; halkın iradesine saygı duyulmalıdır.

Bu doğru ve genel tanım içindeki “Özerk” söylemini öne çıkararak, Kürt Halkını temsilen Özgürlük Hareketi sözcüleri beyanlarında, Türkiye den ayrılıp ayrı milli bir devlet kurmak istemediklerini, varlıklarının tanınması ve milli değerlerinin yasal güvence altına alınmasını, barış içinde ve Türkiye Halkıyla birlikte yaşamak istediklerini her fırsatta dile getiriyorlar.

Türkiye deki hemen her yerleşim alanının çok yönlü sosyal ilişkilerinde iç içe geçmiş yaklaşık yirmi milyon Kürt Halkı için en akılcı çözüm, “Özerklik” talebidir. Çağımızda anlamını ve önemini yitirmiş “Milli hareket” bu ülkede etle tırnak gibi iç içe geçmiş Kürt Halkının ayrı devlet kurma çabası hem çok acılı olur, hem de günümüz Türkiye’si koşullarında akıl dışıdır.

Kürt Halkı yürüttüğü “Özgürlük” mücadelesinin daha az acıyla başarıya ulaşması, başarının anlamlı ve kalıcı olması için, kendisi gibi baskı altında ötekileştirilmiş toplum kesimleriyle SINIF temelinde birleşmeyi sağlayacak SINIF mücadelesine uygun söylemleri öne çıkarmalı, mücadelesinin bu gelişmişlik aşamasında Türkiye de “Emekçi Halk Devrimi” ne katkı sunmayı hedeflemelidir.

1970’li yıllarda gelişen halk hareketi içinde Türk-Kürt sorunu yoktu. Hemen her etnik kökenden devrimcilerin sömürü düzenine karşı, SINIFSAL temelde ve birlikte mücadelesi vardı. 1980 12 Eylül faşist darbesinden sonra hakim sınıflar, milli temelde Kürtçü bir hareketinin oluşmasına ortam ve olanak hazırlayarak, karşısında Türkçü anlayışın saflaşmasını manipüle ettikleri bilinen bir gerçek.

12 Eylül öncesi birlikteliği böl-yönet planıyla parçalayan soyguncu sınıfa karşı, SINIF temelinde safları yeniden sıklaştırmak, salt Kürt Halkının değil, ezilen tüm toplum kesimlerini kurtuluşa götürecek ve kalıcı barışın yolunu açacaktır. Kürt Özgürlük Hareketinin bu gelişmişlik aşamasında sınıfsal temelde “Halk Devrimi”ne ilişkin rolü oldukça büyük ve önemlidir.

Ortadoğu’da ki çıkarları için sürekli huzursuzluk yaratan emperyalist odaklara göbekten bağımlı bu ülkede Sayın Başbakan, yaklaşan yerel seçimler öncesinde barış söylemiyle Kürt Halkına, dinci söylemiyle tarikatların etki alanına, ırkçı söylemlerle de Türkçü kesine mesaj vererek zaman kazanmakta, seçim hazırlığı yapmakta.

Kendi yarattığı kargaşa ortamında varlığını baskı ve terörle sürdüren bu devletin, ona hükmeden sömürücü sınıfın ve onların temsilcisi siyasilerin barış diye bir sorunları yok. Bu ülkeye kalıcı barış, “Kürtlere özerklik” talebiyle de gelmez. Barış ancak, Kürt Halkının da yoğun ve aktif desteğiyle SINIFSAL temelde yürütülecek bir mücadele ile kazanılacaktır; HEDEF, bu olmalıdır.

Bekir Özgür. 05. 02. 2013.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir