MANŞETÜst Manşet

Van KCK’ davasında gizli tanık beyanları değiştirilmiş

Aralarında Van Belediye Başkanı Bekir Kaya’nın da bulunduğu 13 siyasetçinin yargılandığı ‘Van KCK’ davasında dosyadaki gizli tanık beyanlarının değiştirildiği ortaya çıktı. Kaya hakkında delil olarak gösterilen görüntüler ise, sözkonusu olaydan iki gün öncesine ait.

Van Belediye Başkanı Bekir Kaya’nın da aralarında bulunduğu 13 siyasetçinin duruşmaları ile ilgili Av. Erhan Aksoy, kendi bürosunda basın açıklaması yaparak, yaşanan hukuksuzlukları paylaştı. Siyasetçilerin yargılandığı dosyanın hukuksuzluklarla dolu olduğunu ilk gün söylediklerini aktaran Aksoy, son iki duruşmada da bu hukuksuzluğun net bir şekilde ortaya çıktığını belirtti. Aksoy, son iki duruşmada yaşananların yargılama tarihine kara bir leke olarak geçtiğini söyledi. Van Belediye Başkanı Bekir Kaya’nın tutuklanmasının hemen ardından ortaya atılan ve Kaya’yı adeta cani olarak göstermeye çalışılan banka yangını ile ilgili bilgi veren Aksoy, bu görüntülerin tek tek montajlanarak basına servis edildiğini belirtti. Bekir Kaya’nın itfaiye aracının geri gitmesi için yaptığı konuşmanın 19 Nisan 2011 tarihine ait olduğunun netleştiğini söyleyen Aksoy, 19 Nisan tarihinde kent merkezinde hiçbir yangına rastlanmadığı, bu konuda itfaiye ve emniyetin gönderdiği belgelerde de böyle bir yangının olmadığını söyledi.

‘DELİL’ GÖRÜNTÜSÜ OLAYDAN 2 GÜN ÖNCESİNE AİT!

Banka yangının 21 Nisan tarihinde meydana geldiğini söyleyen Aksoy, “Bekir Kaya’nın itfaiye aracını geri göndermesi ile ilgili konuşması 19 Nisan tarihinde yapıldı. 19 Nisan tarihinde söz konusu hiçbir yangın ve itfaiyenin müdahale edeceği hiçbir durum kentte yaşanmamıştır. Emniyetin dosyaya koyduğu delillerden anlaşılacağı üzere, Bekir Kaya’nın 19 Nisan tarihinde yoğun olarak atılan gaz bombalarından dolayı Belediye binasına geçerken, itfaiyeye geri gitmesini istemiştir. Banka yangını ise 21 Nisan tarihinde meydana gelmiştir. Bu yangın sırasında ve öncesinde Belediye Başkanı Bekir Kaya’nın kesinlikle böyle bir ifadesi olmamıştır. Bu Emniyetin dosyaya koyduğu delilerde Bekir Kaya’nın giydiği elbise, yine Bekir Kaya’nın yanında bulunan kişilerin giydiği elbiselerden çok net bir şekilde anlaşılmaktadır. 19 Nisan tarihinde Bekir Kaya’nın yaptığı konuşmanın 21 Nisan günü yapılmış gibi gösterilerek ve montajlanarak basına servis edildiğini tüm avukat arkadaşlarımızla birlikte netleştirmiş durumdayız. Bu görüntüleri mahkemede anlatarak bu olayın bir komplo olduğunu açık bir şekilde ortaya koyduk. Televizyonlara gönderilen bu görüntüler ile ilgili mahkemece gönderdiğimiz tüm tekzipler ise reddedilmiştir” dedi.

‘GİZLİ TANIK BEYANLARI DEĞİŞTİRİLDİ’

Kamuoyu ve insanların montaj görüntülerle aldatıldığını aktaran Aksoy, ortaya çıkan görüntülerde de görüleceği gibi Bekir Kaya’nın banka yangınının yaşandığı gün asla böyle bir ifade kullanmadığının emniyet görüntülerinde de net bir şekilde tespit edildiğini söyledi. Dosyaya konulan ve iddianamenin omurgasını oluşturan gizli tanık Ahmet Su’nun beyanları ile ilgili de konuşan Aksoy, gizli tanık beyanlarının dosyada değiştirildiğini söyledi. Bekir Kaya ve arkadaşlarının tutuklanmasının ardından aldıkları ilk dosyada Ahmet Su adlı gizli tanığın söylemlerinin, ikinci kez aldıkları dosyada değiştirildiğini söyleyen Aksoy, kendilerine verilen belgelerde de bunu net bir şekilde gördüklerini söyledi. Ahmet Su adlı gizli tanığın ilk dosyadaki beyanlarında birçok kişinin isimlerini zikrettiği yine Bekir Kaya’nın da katıldığı bir toplantıda bulunduğunu söylediğini aktaran Aksoy, ancak ikinci kez aldıkları dosyada gizli tanık Ahmet Su’nun “Ben oradaydım” sözleri “Ben orada değildim” şeklinde değiştirildiğini gösteren belgeyi basın mensuplarına verdi.

EMNİYET TALİMAT VERDİ MAHKEME UYGULADI

22 Şubat’ta yapılan son duruşma ile ilgili bilgi veren Aksoy, “Biz ilk duruşmada gizli tanık Ahmet Su’nun dinlenmesini talep ettik. Mahkeme ise bunu kabul etti. Mahkeme gizli tanığın mahkemeye getirilmesi için Van Emniyet Müdürlüğü Tanık Koruma Şube Müdürlüğü’ne müzakere yazılmasına, gizli tanığın dinlenmesi için teknik altyapının oluşturulması için Van Cumhuriyet Başsavcılığı’na, yine Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi’ne müzakere yazılmasına karar verdi. Adalet Bakanlığı daha sonra mahkemeye yazı yazarak teknik elemanın gönderilebileceğini ve gizli tanığın dinlenebilmesi için gerekli teknik altyapıyı sağlayacağını yazdı. Emniyet Müdürlüğü ise 19 Şubat tarihinde Mahkemeye KCK, PKK davalarına giren avukatları töhmet altında bırakarak, ‘tanığı açığa çıkaracaklar ve bunun hazırlığı içerisindeler’ şeklinde bir suçlayıcı tavırla ve gizli tanık Ahmet Su’nun dilekçesini eleyerek gönderdi. Burada dikkat etmemiz gereken bir nokta var. Ahmet Su’nun Van 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne atfen gönderdiği dilekçe ne gariptir ki İl Emniyet Müdürlüğü tarafından mahkemeye gönderiliyor. Ama Emniyet Müdürlüğü bunu yaparken gizli tanığın dilekçesinde beğenmediği yerleri çıkararak gönderiyor. Dilekçede yazının nasıl çıkarıldığı ise net bir şekilde görülüyor. Öyle ki, dilekçeye vurulan mühür bile yarım gözüküyor yine yazılar eksik cümle ile başlıyor. Biz Mahkemeye ‘sizin adınıza yazılmış bir dilekçe nasıl olur da Van Emniyet Müdürlüğü tarafından size havale ediliyor?’ sorusunu sorduğumuzda Mahkeme; ‘İş acildi biz onlara gönderdik’ dedi. Biz mahkemeye ’19 Şubat’ta size ulaşan bir yazının gereğini ne zaman yaptınız?’ sorusunu sorduğumuzda ise mahkeme; ‘Bir gün önce yaptık’ dedi. Mahkemeye yazı 19 Şubat’ta ulaşıyor ama mahkeme 18 Şubat tarihinde Adalet Bakanlığı’na yazı yazarak ‘biz ara kararımızdan vazgeçtik’ diyor” dedi

Aksoy, açıklamasının devamında şunları kaydetti: “Mahkemeye ’19 Şubat tarihinde size gelen bir yazının gereğini 18 Şubat’ta nasıl yaparsanız?’ diye sorduğumuzda ise mahkeme ‘Biz Emniyeti telefonla aradık’ diyor. Bir mahkeme emniyetten talimat alarak işlem yapıyorsa, o mahkemenin artık yasal bir zemini kalmamıştır. Peki diyoruz siz 18 Şubat’ta telefonla görüşüp ara kararınızdan vazgeçtiniz o zaman 18 Şubat’taki kararı bize tebliğ edin dedik ancak mahkeme bize ‘biz kendi aramızda konuşarak karar verdik’ diyor. Yani bunlar oturup kendi aralarında karar alıyorlar; ama bunu hiçbir şekilde karara bağlamıyorlar. Bu kararlarını tarihlere bile dikkat etmeyecek şekilde özensiz bir karar alıp hükme bağlıyorlar” diye konuştu.

KAPATILMAK İSTENEN 10 DERNEĞİN İSMİ GİZLİ TANIK BEYANINDA GEÇİYOR

Bu yargılamadan ortaya çıkan sonuçlara göre artık mızrakın çuvala sığmadığını söyleyen Aksoy, avukatların itham altında bırakılarak, korkutulmaya çalışıldığını; ancak kimsenin bundan korkmayacağını ve geri adım atmayacağını belirtti. Yaşanan bu durum ile ilgili Hakimler ve Savcılık Yüksek Kurulu’na (HYSK) dosyanın incelenmesi için müfettiş görevlendirilmesini, yine Adalet Bakanlığı’na ise teftiş yapacak bir kişinin görevlendirilmesini isteyeceklerini aktaran Aksoy, Van Emniyet Müdürlüğü Tanık Korumu Şubesi hakkında “Resmi evrakta sahtecilik” ve “Delil karartma”, soruşturmayı yürüten Savcılık hakkında ise “gizli tanık beyanlarını değiştirdiği” gerekçesiyle suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti.

Aksoy, Kürt işadamlarına yönelik hazırlanan ve BDP’nin “Varlık vergisi” ile “soykırım yasası” olarak tanımladığı, yine birçok çevrenin sivil toplum örgütlerini hedef alacağı yönünde eleştirdiği “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun” Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onanmasından hemen sonra Van’da 10 derneğin kapatılması talebinin de gizli tanık Ahmet Su’nun beyanlarında sırasıyla yazıldığını söyledi.

 

ANF

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir