MANŞETSİYASET

Dünden bu güne demokratik çözüm süreci (3)

“Demokratik çözüm” sürecinde ikinci aşamada AKP hükümeti tarafından atılması gereken adımları değerlendiren BDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan, “Milliyetsel demokrasi, kültürel demokrasi ve bölgesel demokrasi dediğimiz bu üç ana başlığın anayasaya yedirilmesi ve güvence altına alınması, bu sorunun çözülmesi demektir” dedi.

Derleme/Analiz: Sadık TOPALOĞLU

PKK Lideri Abdullah Öcalan tarafından üç aşamalı olarak belirlenen “Demokratik çözüm” sürecinin ilk aşaması, PKK’lilerin 8 Mayıs’ta çekilme kararı alıp, çekilmeye başlaması ile 1 Haziran’da sona erip ikinci aşamaya geçildi. İkinci aşamada daha çok “Yol Temizliği” denen yasal ve anayasal değişikliklerin hükümet tarafından yapılması beklenirken, hükümet henüz bu konuda adım atmış değil. Bu güne kadar İmralı Adası’nda PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmede BDP heyetlerinden ilki hariç diğerlerinin hepsinde yer alan BDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan, ikinci aşamayı ve bu aşamada yapılması gerekenleri değerlendirdi.

‘Demokratikleşme yolunda atılacak adımlar henüz hayata geçmedi’

Demokratik çözüm sürecinde ikinci aşamaya geçilip geçilmediği konusunda tartışmak gerektiğini ifade eden Buldan, ikinci aşamaya yasal ve anayasal reformların yapılması ve demokratikleşme yolunda adımların atılması gerekirken, henüz bir adımın atılmadığını ifade etti. Geri çekilme sürecinin başlamasıyla birinci aşamanın sona erdiğini belirten Buldan, “Geri çekilme ile ilgili komisyonlar kuruldu, bunlar da kendi görevlerini tamamladılar. Ama ikinci aşama dediğiniz yasal ve anayasal düzenlemelerin ve demokratikleşme yolunda atılacak adımlar henüz hayata geçmedi. Hayata geçmemesi ile birlikte hükümetin de bu konuda bir irade beyanı da olmadı. Sadece bir paketten bahsediliyor ve bu paketin içerisinde demokratikleşme alanında ve reformlar düzeyinde bazı adımlar ve yeni bir düzenlemenin yapılması planlanıyor” dedi. Fakat bu konuda BDP heyetine hükümetin aktarmış olduğu bir şeyin olmadığını, aynı zamanda hükümetin atmış olduğu herhangi bir somut adımın da olmadığının altını çizen Buldan, şunları ifade etti: “Gözle görünen ve yapılması gereken şeyler var. İlk başta cezaevinde ölümle pençeleşen hasta tutsaklar, KCK’li tutsaklar ve milletvekilleri var. Bazı değişiklerin yapılması gerekiyor diyoruz; ama bu konuda herhangi bir adım atılmadı. Dolayısıyla ikinci aşamaya henüz geçilmedi. Kürtler cephesinde bir gelişme var ama hükümet cephesinden ne yazık ki, bir adım atılmadı.”

‘Korucu alımı tüm hızıyla devam ediyor’

İkinci aşamada gündeme gelmesi gereken ve yapılması gereken konulardan bazılarının, karakol inşaatlarının ve korucu kadrolarının alımının durdurulması gerektiğini ve baraj yapımlarına son verilmesi gerektiğini dile getiren Buldan, “Hükümet tüm hızıyla karakol inşalarına, korucu alımına, HES ve barajların yapılmasına devam ediyor. Bu konuda da hükümetin tam olarak kamuoyunu tatmin edecek ya da ikinci aşamada bunları yapacak bir göstergesi yok ne yazık ki” dedi.

Dört ana konferans

PKK Lideri Öcalan’ın demokratik çözüm sürecinin tartışılması için dört ana konferans önerdiğini ve bunlardan üçünün gerçekleştiğini söyleyen Buldan, “Ankara, Diyarbakır ve Brüksel’de yapılan konferanslardı bunlar. Sonuncusu sanırım bir ay içerisinde Hewler’de yapılacak olan konferanstır. Bu konferansların ana teması ve ana gündemi. Türkiye de ya da Ortadoğu’da Kürt sorunu nasıl çözülür? Bu süreçte işte birinci, ikinci ve üçüncü aşama dediğimiz süreç nasıl gelişebilir. Bunların tartışılması ve bir doyuma ulaşması ve aynı zamanda konferanslara katılan insanların düşüncelerinin, fikirlerinin, kaygılarının kamuoyuna yansıması ve sonuç bildirgeleriyle hükümetin bu konuya el atması gerekiyordu” dedi. Yapılan üç konferansın başarılı gerçekleştiğini belirten Buldan, “Açıklanan sonuç bildirgeleri hemen hemen bütün kesimler tarafından olumlu karşılandı ve önemli bulundu. Fakat hükümet çevresinden bu konferansları dikkate alan ve bu konferansları gündeme alarak tartışan bir gelişme yaşanmadı. Dolayısıyla dördüncü konferansında önemli olduğunu düşünüyoruz. Ve bu konferansın sonuç bildirgesi ile birlikte, Kürtlerin artık bir ortak yaşam çabası ve bir özlemi ortaya çıkacaktır. Bunun görülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kısacası konferanslar önemliydi. Hükümetin de bu konferanslara olumlu bir şekilde yaklaşması gerekiyordu. Bu konuda da ne yazık ki hükümet çevresinden olumlu bir şey yaşanmadı” değerlendirmesinde bulundu.

‘Kurulan komisyonlar yasalaşmalıydı’

İkinci aşamada Öcalan ile yaptıkları görüşmede Öcalan’ın bunu 8 ana başlıkta tanımladığını belirten Buldan, şunları dile getirdi: “Bunlar, hukuk komisyonlarının kurulması, araştırma ve inceleme komisyonunun kurulması, ekoloji, kadın, komisyonları gibi komisyonların kurulmasıydı. Dolayısıyla oluşturulan bu yeni komisyonlar birer konferans yaparak, bu konuları tartışıp sonuç bildirgeleriyle yine hükümetin bu konuya el atması ve aynı zamanda yasallaşması gerekiyordu. Bu hukuk komisyonunun içerisinde seçim yasasıdır, demokratikleşme sayasıdır, yerel yönetimler gibi birçok olguyu ele alır.” Kadın komisyonun da kadınların yaşamış oldukları taciz, şiddet, baskı, kadınların işsizlik gibi konuları ele aldığını belirten Buldan, “Bu komisyonlarda bunların hepsinin tartışılması gerekiyor ve aynı zamanda komisyonların birer yasa haline gelip kanunlaşması gerekiyor” dedi. Demokratikleşme olarak ifade ettikleri ikinci aşamanın hayata geçmesinin bu komisyonlar çerçevesinde düşünüldüğünde hem Türkiye için hem de Ortadoğu için Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesinin kolaylaşacağını dile getiren Buldan, “Sayın Öcalan’ın anlatmak istediği şey de buydu aslında. Bu komisyonların kendi içlerinde konferanslar yapıp bu konferanslar sonucunda da birer yasa haline getirilmesiydi. Bunlar hala tartışma konusu. Bizler de kendi cephemizden bu komisyonların kurmak ve aynı zamanda kendi içimizde konferanslar yapmak ve hükümetle görüşüp bu konferansların birer yasa haline gelmesi önündeki engelleri kaldırmak ve hükümete bir çağrı yaparak onun elini güçlendirmek gerekiyor. Biz bu çabalarımızı sürdüreceğiz, bizim bu komisyonların yasalaşması yönünde çabalarımız devam ediyor. Hükümet ile görüşmelerimiz de devam ediyor” diye konuştu.

Anayasal değişiklikte üç temel madde

Demokratik çözüm sürecinde en önemli adımlardan biri olan yapılacak olan yeni anayasaya değinen Buldan, şunları ifade etti: “Anadilde eğitimdir, yerel yönetimlerdir bunlar daha çok anayasada güvence altına alınması gereken konulardı. Anayasa Uzlaşma Komisyonu 48 maddede ancak anlaşabildi. Onun dışındaki maddeler hala ortada duruyor. Bir gelişme sağlanamadı ve bu 48 madde içerisinde çok suya sabuna dokunan, Türkiye’de yaşayan halkları çok böyle tatmin eden ya da Kürtleri tatmin eden konular yok içerisinde” dedi. Yapılacak olan anayasanın üç ana başlığın güvence altına alınması gerektiğini belirten Buldan, “Milliyetsel demokrasi, kültürel demokrasi ve bölgesel demokrasi dediğimiz eğer anayasada güvence altına alınabilirse zaten sorun çözülür demektir. Çünkü her biri kendi içerisinde birçok şeyi barındırıyor. Bölgesel demokrasi dediğimizde yerel yönetimler, yerel yönetimler dediğimiz zaman anadilde eğitim, kendi kendini yönetme hakkı gibi birçok konu var. Yine kültürel demokrasi dediğimiz zaman Aleviler gibi içerisine birçok şey girebiliyor. Milliyetsel demokrasi dediğimizde de azınlıkları koruma altına alan geniş bir demokrasi paketinden bahsediyoruz. Bu üç başlığın anayasaya yedirilmesiyle birlikte sorunun çözülebileceğine inanıyoruz” dedi.

Buldan, önümüzdeki günlerde bunların birer tartışma konusu olarak Anayasa Komisyonu’nun gündemine geleceğini dile getirdi.  DİHA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir