MANŞET

Bölgedeki kavgaların arka planı!

Bölgede ölümlü kavgalar son günlerde artış gösterirken, Sosyolog Adnan Fırat, kavgaların altında yatan iki önemli hususun olduğunu, bunlardan birinin Kürtlerin tarihsel olarak toprakla olan bağı ve ikincisinin de yaşanılan siyasi süreçle alakalı olduğunu söyledi.

Bölgede son zamanlarda özellikle Diyarbakır, Muş ve Batman’da aileler arasında çıkan kavgalarda onlarca yurttaş yaşamını yitirirken, bir o kadarı da yaralandı. En son Diyarbakır’ın Hazro ilçesinde yaşanan ve 8 yurttaşın yaşamını yitirdiği bu kavgalardaki artışın en önemli nedeninin; PKK’nin geri çekilmesi olduğu belirtiliyor. PKK’nin bölgede sorunların çözümünde halk tarafından kabul gören bir başvuru mercii olduğunu belirten Sosyolog Adnan Fırat, artış gösteren bu olayların çözümüne yönelik devletin tapu kadastro noktasında yapacağı uygulamaların öneminin yanı sıra PKK’nin de çözüm üretici politikaları uygulamaya koyması gerektiğini dile getirdi. Bölgede yaşanan kavgaların altında yatan iki önemli hususun olduğunu, bunlardan birinin Kürtlerin tarihsel olarak toprakla olan bağı ve ikincisinin de yaşanılan siyasi süreçle alakalı olduğunu dile getiren Fırat, tamamıyla PKK’nin geri çekilme sürecine bağlanmasının doğru olmadığı tespitinde bulundu. Kürtlerin yerleşik bir kavim olarak toprakla ilişkili olarak yaşadıklarını belirten Fırat, “Toprağı ekip direk topraktan ürün almışlardır. Bu yüzden de sosyolojik olarak toprak Kürtlerde çok önemli bir hususa denk gelmektedir. Topraktan elde edilmiş ürünleri işletme değil de direk toprağı ekip elde etme açısından düşünüldüğünde Kürtler, geleneksel kültürel kodları açısından toprağa bağlı bir kavimdir. Yaşanan bu olaylarda bunun izlerine rastlanabilinir” diyerek, son yıllarda planlı ya da plansız bir şekilde köylere dönüşlerin arttığını, bunun da bir arazi sorunların yaşanmasına zemin hazırladığına dikkat çekti.

‘Çekilmeden önce bu düzeyde yaşanılmıyordu’

PKK’nin geri çekilmesiyle paralel olarak bu kavgaların artmasını “ilginç” olarak değerlendiren Fırat, “Bu tür olaylar daha önceki süreçte bu düzeyde yaşanmıyordu. Dolayısıyla yani toplumbilimcilerin tabi ki dikkatini çeker ama yine de PKK’nin silahlı güçlerinin çekilmesiyle bu olaylar arasında yüzde yüz ilişki kuramayabiliriz. Ama bundan sonraki devamına bakmak gerekiyor. Sonraki süreçte eğer devam ederse tamamen bununla açıklayabiliriz. Ama kesin olan bir şey varsa kırsalda PKK’nin bir hâkimiyeti vardı, geri çekilmeyle birlikte bunun azalmasının yarattığı bir takım sıkıntıların da ortaya çıkması görünen bir durumdur. Bunu inkâr edemeyiz” değerlendirmesi yaptı.

‘Aşiretçilik eskisi gibi oluşmaz’

Artış gösteren olayların “aşiretçilik” üzerinden okunmasının yanlış olduğunu belirten Fırat, “Aşiret daha geniş planda ele alınması gereken daha tarihsel arka planı olan bir durumdur. Eskisi gibi bir aşiret yapısının Kürdistan’da tekrar oluşma şartları ortadan kalkmıştır. Kürtler önemli oranda şehirleşmiş, bir ölçüde bireyselleşmiş bir halktır artık. Üretim ilişkileri değişti, Kürtler teknik ve teknoloji ile tanıştılar. Aynı düzeyde oluşması mümkün değil” dedi.

‘PKK bölgede başvurulan mercii’

Kürtlerin özellikle PKK’nin hâkimiyetinin hissedildiği bölgelerde devletin silahlı birimlerinden çok “PKK’nin silahlı birimlerinden çekiniyorlardı ya da bir mercii olarak onları görüyorlardı” diyen Fırat, “Dolayısıyla bu kabul edilen güç noktasında da bize bir adres göstermiş oluyor. Zaten PKK pratiğinde son 30 yılda biz de gördük. Bu tür tartışmaların ve kavgaların önüne geçildi. Bu halk tarafından da biliniyordu. Önemli oran da bunun önüne geçildi. PKK’nin silahlı güçlerin geri çekilmesi ile de bunların açıklanması mümkündür ama tamamının değil. Bir kısmının bununla açıklayabiliriz, fakat olgunun tamamını bununla açıklamak biraz zor olacak” diye konuştu.

‘Şiddet 30 yıllık savaşın yansıması’

Bölgede otuz yılı aşkın süredir devam eden çatışmalı ortamının şiddeti bir çözüm aracı olarak algılanmasını sağladığını ifade eden Fırat, “İnsanların silahlı kurduğu ilişki şiddete verdiği anlam bunun gibidir. Kürt toplumunun yaşamış olduğu savaş koşulları gayet tabi ki şiddetin daha çözüm getirici bir araç olarak algılanmasını sağlamış olabilir. Dolayısıyla son 30 yıllık savaş koşulları da Kürtlerin bir kısmının şiddetle ilişkisinin bu tür örneklerle ortaya çıkmasına ortam hazırladığını söyleyebiliriz” dedi.

Bu kavgalara neden olan arazi sorunların bertaraf edilmesi gerektiğini, bunun da sorumluluğunun devlette olduğunu dile getiren Fırat, “Kürtler toprak ile ilişkilerini şiddeti kullanacak düzeyde kullanmamalıdırlar. Bu olguya denk gelecek çözümler ve formasyonlar üretmek zorundayız. Arazi kavgalarıyla gidilecek bir yer yok. Daha çok kendi doğalında Kürtlerin ulaşacağı bir mecradır. En çözüm üretici husus PKK’nin devreye girmesi ve taraflara bu konuda sağduyu çağrısı yapıp özellerde ilgili uygulamalar gerçekleştirmesidir. Çünkü biz son 30 yıllık süreçte anladık ki Kürtlerin itibar ettiği, sözünü dinlediği devletten çok PKK’dir, PKK’nin yerel birimleridir. Resmi olmayan ama sosyalde karşılığı olan PKK’nin buna ilişkin politikaları yürütmesi, uygulamalara gitmesi bunu bir gündem olarak önüne koyması gerekiyor. Çünkü gerçekten son zamanlarda yaşanılan olaylar geleceğe ilişkin kaygı duymamız için yeterli sebeptir. Bu konuda herkes üzerine düşeni yapmalı” diye konuştu.  DİHA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir