MANŞETSİYASETÜst Manşet

Yaşananları halka mal etmiyoruz

ANKARA – Halkların Demokratik Kongresi (HDK), “Barış için kardeşlik, çözüm için müzakere” kampanyası kapsamında 17 Ocak günü Çorum’dan Karadeniz turunu başlattı. Çorum’da çiçekler ile karşılanan heyet ardından geçtiği Sinop’ta ise ırkçı saldırıya uğradı. Aralarında milletvekillerinin de bulunduğu heyet saatlerde öğretmenevinde kaldıktan sonra panzerler ile Samsun’a geçti. Heyet, burada da provokasyon ile ırkçı saldırıların yaşanmasının ardından değerlenme yapmak üzere ziyaretleri erteleme kararı aldı. HDK Genel Meclis Yürütme Kurulu üyesi olan BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Karadeniz gezisi sırasında yaşadıklarını DİHA’ya değerlendirdi.

’81 ilde örgütlenme kararı almıştık’

Tuncel, 2011 seçimlerine Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu olarak girildiğini bunun ardından ise bir arayış sonucunda HDK’nin kurulduğunu hatırlatarak, “Kongre fikri herkese çok sıcak gelmişti. Toplumsal olanı siyasal, siyasal olanı toplumsallaştırmayı amaçladık. Türkiye’nin 81 ilinde örgütlenme kararı alarak Türkiye’yi 20 bölgede ele aldık. HDK de demokratik özerklik projesini kendisine eksen aldı. Dolayısıyla Karadeniz’de bu çalışmalar içinde yer alıyordu. Oradaki arkadaşların talebi üzerine, orada da HDK’nin tanınması ve örgütlenmesi amacıyla bu programı oluşturduk. Bu süreçte Sayın Öcalan ile başlatılan diyalog süreci gündeme geldi. Biz de HDK olarak politik bir kampanya başlattık. Bu program ona denk geldiği için buradan başlatılması yönünde bir tartışma yürüttük” dedi. Basında ziyaretin “BDP Karadeniz’e çıkartma yapacak” şeklinde yansıtılmasını değerlendiren Tuncel, “Bunu politik tercih olarak kullandılar. HDK çok geniş bir yelpazedir. İçinde 40’a yakın kurum ve bireyler var. Bunu daraltmak için sadece BDP öne çıkarıldı. Bir başka neden ise milliyetçiliği hortlatmaktı. BDP üzerinden orada bir algı yaratıp halkların buluşmasını engellemek için yapıldı” diye konuştu.

‘İçişleri Bakanlığı’na ziyaretlerin programlarını verdik’

Tuncel, programın 2 ay önceden planlandığını ve ardından yetkililer ile görüşüldüğünü hatırlattı. Tuncel, “Orada çok uzun süredir milliyetçi bir havanın pompalanmasından dolayı bazı şeylerin yaşanabileceğini öngördük. O yüzden yerel düzeyde HDK çalışanları ilin valilikleri, belediyesi ve emniyet müdürleri ile görüştüler. Biz ise programımızı İçişleri Bakanlığı’na verdik. Barış sürecini tartışmak ve HDK’yi tanıtmak istediğimizi, bundan dolayı güvenliğin sağlanmasını istedik” dedi.

‘CHP özel bir anti propaganda yaptı’

Tuncel, ziyaretin ardından yerellerde milliyetçi bir dalgalanmanın başlatıldığını ve bunun AKP, CHP ve MHP eliyle yapıldığını vurgulayarak, “CHP bu süreçte özel bir uygulama yaptı. Sadece Karadeniz’de değil. Bizim Tekirdağ ve Lüleburgaz ekoloji toplantımız CHP’lilerin tavrı nedeniyle iptal oldu. Çünkü CHP’li belediyenin salonuydu. Biz gidiyoruz diye salonu iptal ettirdiler. Ardından kendi vekillerini geri çektiler. Çorum’da Alevi Bektaşi Federasyonu’nun bize yer vermesinin ardından CHP’nin yaptığı baskıları biliyoruz. CHP çok özel bir anti propaganda yaptı. Biz bunu bütün gezi boyunca görünce bunun merkezi bir politika olduğunu gördük. Kaldı ki Kılıçdaroğlu’nun Sinop’ta yaşananların ardından olayı kınamaması bile bunu gösteriyor” şeklinde konuştu.

‘Çorum’da birçok kesim bize ilgi gösterdi’

Tuncel, Çorum ziyaretinin çok olumlu olduğunu hatta yerelde bulunan bileşenlerin bile bu kadarını beklemediğini söyledi. “Aslında öz Çorum’da olandır. Diğer yerlerde halk ile buluşmamız engellenmeseydi bunlar yaşanacaktı” diyen Tuncel, Çorum’da kendilerini AKP’lilerin de dinlediğini söyledi. Tuncel, “Merkez medya ve devletin bizi anlatış tarzından insanlar zehirlenmiş durumda. HDK’nin böyle geniş bir yelpaze ile durması insanlara cazip geliyor. Orada Alevi taban yoğun ilgi gösterdi. Sorunlarının çözüm adresi olarak HDK’yi gördüler” dedi.

‘Polisler göstericilerin bellerini sıvazlıyordu’

Tuncel, Sinop’ta da benzer bir görüntünün yaşanacağını ancak halk ile kendilerinin buluşmasına izin verilmediğini vurguladı. Sinop’a gittiklerinde valinin bilerek ili terk ettiğini, emniyet müdürünün ise kendileri ile muhatap olmadığını vurgulayan Tuncel, olayın 15-20 genç ile başladığını ancak müdahale edilmemesinden dolayı sayının arttığını söyledi. Tuncel, “Orada sivil polislerin ve resmi giyimli polislerin işin içinde olmasına tanık olduk. Göstericilerin bellerini sıvazlıyorlardı. Yani oradaki halkın protestosu değildi. Barış sürecini istemeyen savaşta ısrar eden gladyonun bir yaklaşımıydı. Bunda emniyet, valilik, CHP, AKP ve MHP’yi gördük. Sayıları 300’ü geçmez aslında. Geri kalanları sivil polislerdi” dedi. Tuncel, Sinop dışında gençlerin getirildiği duyumlarını sıklıkla aldıklarını belirterek, öğretmenevinin önünü tutulmasına rağmen polisin kalabalığı dağıtmadığını kaydetti. Sinop valisinin yaptığı açıklamalara da tepki gösteren Tuncel, “Halk toplantısı öğretmenevindeydi. Bizim programımız 12’de başlıyordu. Onlar bunu biliyordu. Aslında onların oyunu bozuldu. Onlar bizim kente girmemizi engelleyeceklerdi biz girince hesapları bozuldu. Ondan dolayı o grup oraya getirildi. Pankartları bile vardı. Bu anında gelişen bir durum değildi” diye konuştu.

‘Camları kırarak içeriye girmek istediler’

Tuncel, emniyet tarafından kendilerini korumaları için görevlendirilen polislerin kendilerine “Siz çıkacaksanız biz hemen dağıtırız” dediğini belirterek, “Bunu 3 defa bize söylediler. Biz ısrarla toplantımızı yapacağımızı söyledik. Daha sonra ise insanların bizimle buluşmasını engellediler. Hem arka hem de ön taraf toplantıya gelmek isteyenler için kapalı, bize saldırmak isteyenler için ise açıktı. Önce arabalarımıza saldırdılar ardından camları kırarak binaya girmek istediler. Polis hiçbir müdahalede bulunmadı bunlara” şeklinde konuştu.

‘Yaşananları Sinop halkına mal etmiyoruz’

Yaşanan olaylardan dolayı Sinop halkını sorumlu görmediklerini ve onlara mal etmediklerini vurgulayan Tuncel, “Oranın emniyeti özellikle HDK heyetinin Sinop’tan çıkarak Ankara’ya dönmesini istiyordu. Bu çok netti. Ancak biz onların istediğini yapmadık” diye konuştu. Tuncel, “Aslında çok vahim bir durumdu. Orada bir sorun çıkmaması büyük bir şanstır. Türkiye’ye geçmiş olsun. Orada heyetten birine bir şey olsaydı çok farklı bir şey yaşanırdı. Yetkililer buna zemin sundular. Bizim olduğumuz öğretmenevinin içine kadar faşist grubu aldılar. Bayrak astırdılar daha sonra bunu beğenmediler başka bir bayrak getirdiler. Yani bizim güvenliğimize ilişkin hiçbir şey yapmadılar. Oradan birisi içeri bir şey atabilirdi. Hatta camları kırarak içeri girmeye çalışanlar oldu. Sivas psikolojisi herkeste yaşandı. Biz yetkililere kontrollü olarak gerginlik yarattıklarını; ancak bu grubun kontrolden çıkması durumunda bunun kendilerine yansıyacağını söyledik. Camdan girenleri arkadaşlarımız engellemese belki başka şeyler yaşanacaktı” ifadesini kullandı.

‘Sebahat Tuncel’i verin diğerleri gitsin diyorlardı’

Tuncel, AKP, CHP ve MHP’nin oralarda demokratik bir düşüncenin inşasını istemediğini gördüklerini vurgulayarak, “Orada sürekli milliyetçilik pompalandı. Sebahat Tuncel’i verin diğerleri gitsin sözünü söylüyorlardı. Orada 1 hafta önce ölen bir askerin annesi gelmiş ve ‘Beni bırakın Sebahat Tuncel ile görüşeyim burası dağılır’ demiş ancak buna da izin vermediler. Gerçekten çok ucuz atlattık. Basit bir olay değildir” dedi. Tuncel, saldırının ardından çok sayıda yurttaşın kendilerini aradığını ve dayanışmalarını gösterdiğini kaydetti.

‘Samsun’da halk ile bağlantı kurmamız engellendi’

Tuncel, ardından Samsun’a geçtiklerini ancak orada da halk ile bağlantı kurmalarının bilerek engellendiğini söyleyerek şunları kaydetti: “Orada TKP, Yeşilsol Partisi ve Halkevleri’nin binası taşlandı. İnsanların can güvenliği tehlikeye girdi. Emniyet orada yine bizi oyaladı. Uzun süre olanlara müdahale etmedi. Sinop’a benzer bir şeyi orada yaşadık.” Tuncel, yaşananlardan sonra bir değerlendirme yaptıklarını söyleyerek, “Halk ile bağımızı koparmak isteyen zihniyeti orada açıkça gördük ve diğer 3 ildeki programı erteleme kararı aldık. Bu programları yeniden yapacağız. Çünkü biz insanlar ile buluşmaya gidiyoruz. Polis ablukasında ziyaretleri kabul etmemiz mümkün değil. Bizim gitme konusunda bir sorunumuz yok. Sırf gitmek için gitmek politik olarak uygun değildi. Bizim için önemli olan halk ile buluşmaktı. Bundan dolayı geri döndük. Bundan sonra daha çok talepler oldu. Artvin, Tokat gibi illerden talepler geldi. Daha sonra bu programı genişleterek uygulayacağız” dedi. DİHA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir