DÜNYAMANŞET

Rojavalı kadınlar özgür toplumu inşa ediyor

QAMİŞLO 07.03.2013
Kadının yok sayıldığı, kadınların mücadele günü olan 8 Mart’ın da Baas partisinin iktidara geldiği gün olarak kutlandığı Suriye ve Batı Kürdistan’da, Kürt kadınları öncülüğünde yeni bir sayfa açıldı. Zorlu ve ağır bedellerle geçen uzun mücadele sonucunda kadınlar yaşamın her alanında kurumlaşmasını sağlarken, siyasi, ekonomik, sosyal ve diplomasi alanında da yeni bir toplumun inşasına öncülük etme iddiasında.

Tüm dünyada kadınların özgürlük mücadelesini vererek, haklarını elde ettiği gün olarak kutlanan 8 Mart, Suriye’de kadının haklarını elinden alan Baas partisinin iktidara geldiği gün olarak kutlanıyor. 8 Mart 1963 tarihinde iktidara gelen Baas partisi, ülke genelinde tüm haklara sınırlama getirirken, sadece Baas adına yapılan çalışmalara izin verdi. Kadın özgürlüğü adına yapılan tek şey ise yozlaştırma ve yabancılaştırma oldu.

Sol adına hareket eden kimi partiler de, her ne kadar 8 Mart’larda parti binalarında kutlamalar düzenleseler de, bunlar da Baas partisine methiyelerin dizildiği etkinliklerin ötesine geçemedi. Bunun dışında Suriye’de 8 Mart adına yapılan ciddi bir etkinlik yok.

Kürdistan’ın diğer parçaları ve Ortadoğu’da olduğu gibi, Suriye ve Batı Kürdistan’da da, kadın özgürlük mücadelesine yine Kürt kadınları öncülük etti. Uzun ve zorlu bir mücadele yürüten Kürt kadınları verdikleri büyük bedeller sonucunda, büyük bir örgütlülük ortaya çıkarırken, bugün halkların devrimine ve demokratik toplumun inşasına öncülük ediyor.

ÖCALAN İLE BAŞLADI

Halen kat edilecek çok yol olsa da, Batı Kürdistan ve Suriye’de kadının örgütlü mücadele tarihi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Suriye sahasına geçmesiyle başlıyor. Öcalan’ın Ortadoğu’ya geçmesiyle birlikte, Lübnan, Suriye ve Batı Kürdistan’da kadın özgürlük mücadelesi konusunda da yeni bir süreç başladı. Özellikle yaşam, toplum ve felsefe alanında önemli çalışmalar yürütülürken, Öcalan burada kaldığı 20 yıllık sure içinde “Nasıl bir yaşam” ve “Kadın gerçeği” konularında önemli adımlar atarak, kadını “yaşamın öncü gücü” olarak tanımladı.

İLK ADIM

Kürdistan Özgürlük Mücadelesinin gelişmesiyle birlikte, Batı Kürdistan’daki kadın mücadelesi de önemli mesafe kat etti. 1980’li yıllarda başlayan kadın mücadelesi, Kürdistan’ın diğer parçalarında olduğu gibi, “kadınsız yaşam olmaz, özgür kadın özgür toplumdur” şiarı üzerinden yürütüldü. 1987’de Avrupa’da kurulan Kürdistan Yurtsever Kadınlar Birliği (YJWK) içinde de yer alan Rojavalı kadınlar, bu kapsamda Batı Kürdistan’da yürüttükleri çalışmalarda, “Ülke sevgisi, kadının kendine saygısı ve örgütlenme” konulardın önemli adımlar attı. Bu çalışmalar sonucunda birçok kadın, mücadele saflarındaki yerlerini aldı.

ROJAVALI KADINLAR SEMBOL OLDULAR

1990’lı yıllarda kadın özgürlüğünde ciddi gelişmeler yaşanırken, mücadeleye katılan kadın sayısında da önemli artış yaşandı. Kadınlar yürüttükleri mücadele sonucunda hem örgütlenme hem de toplum içinde kendilerini ispatlayarak, saygın yerlerini alırken, yaşamları ile buna öncülük eden ve özgürlük mücadelesine ilk katılan Rûken Efrîn, Dîcle Kobanê û Sozdar Zinar (1987-88-89) Rojavalı kadınların sembolü oldular. Üç öncü kadın toplum içinde “tanrıça” olarak anılırken, yaşanan devrim süreci de onların verdiği emeklerin sonucu olarak görülüyor.

300’E YAKIN KADIN MÜCADELE SAFLARINDA HAYATINI KAYBETTİ

2000’li yıllara kadar Kürdistan’ın dört parçasında özgürlük mücadelesi veren Rojavalı kadınlar, özellikle Kuzey, Güney ve Doğu Kürdistan’da her alanda aktif bir şekilde çalışma yürüttü. 1980’li yıllardan günümüze kadar 4 parçada mücadele eden Rojavalı kadınlardan 300’e yakını yaşamını yitirirken; Azîme, Berçem, Fîdan, Rûken, Bêrîvan, Şîlan Kobanê, Şervîn Dêrik, Dîlan Dêrik, Sozdar Dêrik yaşamları ile özgür toplum yolunda önemli atan öncü kadınlardan sadece birkaçı.

Yürüttükleri mücadele sonucunda büyük tecrübeler edinerek kadın özgürlüğü, siyasi, kültürel ve toplumsal alanda birçok gelişmeye imza atan Rojavalı kadınlar, bu noktaya gelinceye kadar da, iğne ile kuyu kazarcasına mücadeleyi ördüler. Birçok zorlu süreçten geçen kadınlar, özellikle Baas rejiminin inkar ve imha politikası ile kadını yok sayan geri toplumsal anlayışlara karşı eşsiz bir mücadele veren kadınlar, 1995 yılına kadar çalışmalarını gizli bir şekilde yürüttü. Köyden, kasabaya, oradan ilçe, kent, mahalle ve sokaklara kadar her alanda çalışma yürüten kadınlar, ev ev gezerek “kadın anlayışı, özgür yaşam, özgür ülke” konularında propaganda yaparak, kadınları örgütledi. Çalışmaları esnasında kimi zaman kapıların yüzlerine kapandığı, saldırılara maruz kalan, çirkin sözlerle karşılaşan, kimi zaman da aç ve susuz kalan özgürlük savaşçısı kadınların çoğu rejim güçleri tarafından destekçilerinin yardımı ile tutuklanırken, iradelerinin kırılması amacıyla fiziki ve psikolojik işkenceye de maruz kaldı.

GİZLİ ÖRGÜTLENMEDEN KİTLESELLİĞE

Saldırı ve engellere rağmen, mücadelelerini genişleten Batı Kürdistanlı kadınlar, 2000’li yıllarda örgütlenme alanında önemli adımlar attı. 2003 yılında kurulan Demokratik Birlik Partisi (PYD) içinde özgün örgütlenmelerini kurarak kitlesel mücadele yürütmeye başlayan kadınlar, bir taraftan da kendi örgütlerini kurma çalışmalarını devam ettirdi.

İLK KADIN ÖRGÜTÜ: YEKİTIYA STAR

Yürütülen çalışma ve geniş tartışmaların ardından 15 Ocak 2005 tarihinde ilk konferanslarını gerçekleştiren kadınlar, Batı Kürdistan’ın ilk kadın örgütü olan Yekitiya Star’ın kuruluşunu ilan etti. Aynı zamanda ilk kongre özelliği taşıyan bu toplantıda, Batı Kürdistan’ın yanı sıra Suriye ve Lübnan’da da örgütlenme çalışmalarının yürütülmesi kararı alındı.

Alınar karar kapsamında Batı Kürdistan, Suriye ve Lübnan’da yaşamın her alanında örgütlenme çalışmaları başlatılırken, rejimin baskı ve saldırıları nedeniyle tüm çalışmalar gizli bir şekilde yürütüldü. Ancak rejim güçleri de baskılarını arttırarak, onlarca kadro ve yurtsever kadını tutukladı ya da gözaltında kaybetti. Bu öncü kadınlardan biri de 2004 yılında rejim destekçileri tarafından devlete teslim edilen ve bir daha kendisinden haber alınamayan Nazliye Keçel (Xelat Dêrik) idi. Yine kadın hareketinin öncü kadrolarından Meysa Baki (Şîlan Kobanî) diplomasi çalışması yürütürken, 29 Kasım 2004 tarihinde 4 arkadaşı ile birlikte uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi.

MECLİSLER KURULDU

2007 yılında Qamişlo’da ikinci kongresini, 2008 yılında ise Halep kentinde ikinci konferansını gizli bir şekilde gerçekleştiren Yekitiya Star, 2011 yılında başlayan devrim sürecine kadar tüm çalışmalarını gizlice yürütürken, engellemelere rağmen Batı Kürdistan’ın köy, kasaba ve kentleri ile Suriye’nin Şam, Halep, Rakka ve Haseki kentlerinde kadın meclislerini kurdu. Yine Batı Kürdistan Kadın Meclisi kurularak, sulh, hukuk, basın, çocuk ve barış anneleri komiteleri oluşturuldu.

DEVRİM SÜRECİ

Devrim süreci ile birlikte Yekitiya Star 2011 yılında Qamişlo kentinde bu defa açık ve kitlesel bir şekilde 3. Kongresini gerçekleştirdi. Bu kongrenin ardından açık bir şekilde yürütülen örgütlenme çalışmaları kurumsallaşmada büyük gelişmelere yol açtı. Yaşamın her alanında kurumsallaşmaya giden kadınlar, şimdi de yeni sistemin inşasına öncülük ediyor. Şimdiye kadar 15 kadın eğitim merkezi ile 2 akademi açılırken, diplomasi, sulh, savunma, eğitim, basın, sosyal komiteler kuruldu. Genç kadın birliği de oluşturan kadınlar, Batı Kürdistan’ın savunma gücü olan Halk Savunma Birlikleri (YPG) içinde de özgün bir şekilde örgütlenerek, şimdiye kadar 3 kadın taburunun ilanını gerçekleştirdi.

DİPLOMASİ ÇALIŞMALARI

Kadın hareketinin yürüttüğü en önemli çalışmalardan biri de diplomasi ve Suriyeli kadınların birliğini sağlama çalışmaları oldu. Bu kapsamda oluşturulan Suriyeli Kadınlar İnisiyatifi, birçok görüşme ve toplantı gerçekleştirerek, 28 Mart’ta ortak ülkedeki bütün etnik unsurlara mensup kadıların katılımı ile kongre yapma kararı aldı. Kürdistan’ın diğer parçalarındaki kadın örgütleri ile de diyalog kuran Yekitiya Star ulusal birlik çalışmalarının yanı sıra, Hewler’de gerçekleştirilen uluslararası kadın konferansına da Batı Kürdistanlı kadınları temsilen katılım gösterdi. Rojavalı kadınlar ayrıca önümüzdeki süreçte gerçekleşecek olan Ortadoğu kadın konferansına katılım hazırlıklarını sürdürüyor.

Programında amacını, “Suriye ve Batı Kürdistan’da demokratik dönüşüm ve özgür bir toplumun inşası olarak” belirleyen Yekitiya Star, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ı özgürlüğün mimarı ve önderi olarak kabul ederken, Demokratik, Ekolojik, Cinsiyet Özgürlükçü Toplum felsefesini esas alıyor.

2013 8 Mart’ı nedeniyle Batı Kürdistan’ın tüm kentlerinde kitlesel etkinlik organize eden Yekitiya Star yöneticilerinden uzun yıllar çalışma yürüten ve 2 yıldan fazla cezaevinde kalan Hediye Yusuf, yaşanan süreci, “özgürlük yolunda önemli adım” olarak değerlendirdi. Kadının büyük mücadele ve bedelen sonucunda varlığını ispat ettiğine işaret eden Hediye Yusuf, kadınların şimdi de demokratik bir toplumun inşasına öncülük ettiğine işaret ederek, bunun da kendileri açısından sevindirici bir şey olduğunu kaydetti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir