MANŞETSİYASETÜst Manşet

Kışanak: Hükümet bir aydır oyalıyor

BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, İmralı’ya ikinci ziyaret konusunda “çoğunluğu spekülatif tamamı hükümet kaynaklı bilgilerle” kamuoyunun tam bir aydır oyalandığını kaydetti. Kışanak, ” Açık söylüyoruz, bu bir diyalog yolu değildir. Bu yaklaşımla diyalog kurmak ve buradan olumlu sonuç murat etmek mümkün değildir” dedi.

Diyarbakır’da Cigerxwîn Kültür Merkezi’nde gazetecilerle biraraya gelen BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İmralı görüşmelerinin Türkiye’nin en önemli ve neredeyse tek gündemi haline geldiğini belirten Kışanak, “Çünkü Kürt halkı ve Türkiye halklarının tamamında bir barış özlemi var. Bir çözüm umudu ve beklentisi var. Görüşmelerin artık barışa ve çözüme doğru yol alması konusunda kamuoyunun açık bir desteği var. Biliyorsunuz ilk görüşme, 3 Ocak’ta yapıldı. İmralı’da yapılan görüşmede arkadaşlarımıza ifade edilen hem de hükümete yakın çevrelerden bize söylenen fazla geciktirilmeden ikinci bir heyetin İmralı’ya ikinci bir ziyarette bulunması ve bu görüşmelerin giderek artık daha derinleşen giderek sürece katkı yapan bir boyutta ilerlemesi bekleniyordu. Ne yazık ki; hükümet bir aydır bu konuda pozitif bir yaklaşım içerisinde olmadı. Ve sürekli medya üzerinden büyük çoğunluğu spekülatif tamamı hükümet kaynaklı bilgilerle kamuoyu tam bir aydır oyalanıyor. Biz bunu doğru bulmuyoruz. Toplumun büyük umutlar bağladığı bir süreçte hükümetin böyle negatif bir tutum içerisinde olmasını doğru bulmuyoruz” dedi.
BU YOL DİYALOG YOLU DEĞİL

“Bizler, BDP ve DTK olarak sürecin ilerletilmesi konusunda risk almaya hazır olduğumuzu her defasında ifade ettik” diyen Kışanak, şunları dile getirdi: “Hükümete de bunu çeşitli defalar bildirdik. BDP bütün engellere rağmen, bütün baskılara rağmen bütün antidemokratik tutumlara rağmen yaklaşık 3.5 milyon insandan oy almış programı, tüzüğü işleyişi belli olan bir partidir. Beklentimiz odur ki; doğru olan da bu, AKP hükümetinin BDP’yi kurumsal olarak muhatap alması bizimle resmi bir temas kurmasıdır. Ne yazık ki; şimdiye kadar böyle bir yaklaşım olmadı. Şimdiye kadar AKP hükümeti bizzat Başbakan, bakanlar medya üzerinden mesaj vermeyi tercih ettiler. Açık söylüyoruz, bu bir diyalog yolu değildir. Bu yaklaşımla diyalog kurmak ve buradan olumlu sonuç murat etmek mümkün değildir. Hem bu süreçte büyük katkılar bekleyip hem de doğrudan temas kurmamak çok büyük bir eksikliktir. Son birkaç gündür hükümet kaynaklı çokça haber basında yer aldı. Bizzat Başbakan’ın açıklamaları ve ilgili bakanların açıklamaları oldu. Bu AKP’nin bir tercihi. Bizim değil. Kamuoyu baskısı yaratmaya çalışıyor. Kamuoyunu yönlendirmeye çalışıyor. Medya üzerinden konuşuyor. Bizi de medya üzerinden cevap verme pozisyonuyla karşı karşıya bırakıyor.”

GİDECEKLER ARASINDA BİR AYRIM YAPILMASI DOĞRU DEĞİL

Sürecin önemli olduğunu ve kesintiye uğratılmaması gerektiğini dile getiren Kışanak, “Asla kesintiye uğratılmaması, başarısızlıkla sonuçlandırılmaması ve çözüm yoluna girilmesini umut ediyoruz. Bizim partimizde milletvekillerimizin tamamı bu sürecin olumlu bir şekilde ilerlemesi için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar” dedi. “Partimizin içerisinde farklı görüş ve anlayış asla yoktur. Bütün milletvekillerimizin hepsi bu partinin programı bu partinin çözüm perspektifi, bu partinin müzakere ve diyaloga atfettiği önem konusunda aynı fikre ve yaklaşıma sahiptirler” diyen Kışanak, şu değerlendirmeyi yaptı: “Hükümetin şimdiye kadar medya üzerinden böyle bir manipüle durum yaratmasını da iyi niyet olarak görmüyoruz. Bizim partimizde bu süreci manipüle etmeye çalışan asla ve asla hiçbir milletvekilimiz yoktur. Bu nedenle adaya gidecekler arasında böyle bir ayrım yapılmasını hiçbir şekilde doğru bulmuyoruz. Eleştiriyoruz. ‘Doğru mesaj taşıyacaklar’ diye bir deyimi doğru bulmuyoruz, yanlıştır. Partimizin yetkili organlarından yetki almış, bu sorumluluğu bu görevi üstlenmiş bütün arkadaşlarımız bu sürecin en doğru şekilde ilerlemesi için gereken tutumu ve davranışı gösterirler. Böyle bir dil ne yazık ki çözüme katkı sunan bir dil değildir. Önümüzdeki günlerde partimizin yetkili organlarıyla ortaya çıkan bu durumu değerlendirmek için toplantılar yapacağız. Bir kez daha buradan AKP hükümetine gerçek anlamda bir çözüm, gerçek anlamda bir barış, gerçek anlamda bir müzakere süreci istiyorlarsa; BDP’yi kurumsal olarak muhatap almaya davet ediyoruz. Ancak biz partimizin yetkili organlarını en kısa zamanda toplayıp tartışmalarımızı yürütüp medya üzerinden sürekli verilmeye çalışılan bu mesajları değerlendirip, bu konuda da kamuoyunu bilgilendireceğiz.”

‘TERÖRİST DEĞİLİM, DEVLET TERÖRÜNÜN MAĞDURUYUM’

Hükümette rağmen sürece nasıl katkı sağlayabileceklerini ilişkin tartışma yürüteceklerini ve kendisine dönük de “siyasi linç” kampanyasının yapıldığını belirten Kışanak, “Bir kez daha hükümeti sorumlu davranmaya, BDP’nin kurumsal kimliğini tanımaya, BDP ile resmi bir diyalog kurmaya davet ediyoruz. Şu ana kadar partimize resmi kanallarla iletilmiş hiçbir görüş, talep yoktur. Bütün tartışmaları medya üzerinden yürütüyorlar. 5-6 aydır çok sistemli çok kararlı belli bir merkezden yöneltilen bana karşı bir siyasi linç kampanyası yürütülüyor. Bunu da çok art niyetli görüyorum. Burada BDP Eş Başkanı olarak değil Gültan Kışanak olarak, derin devletin tekçi devlet sisteminin faşizan uygulamalarının mağduruyum. Hayatımın tamamı böyle geçmiştir. Ben bir terörist, terörist uzantısı değilim. Ben devlet terörünün mağduruyum. Hayat hikayemin tamamı bunu açıkça ortaya koyacak niteliktedir. Diyarbakır Cezaevi’nde işkence görürken, devlet terörünün mağduru oldum. Devlet katliamı olan Halepçe katliamını protesto ettiğim için cezaevinde devlet terörünün mağduru oldum. Ben devlet terörünün sonuna kadar en vahşi yanlarını yaşamış mağdur olmuş bir insanım. Ben hiçbir zaman terörist olmadım, terör uzantısı da olmadım” şeklinde konuştu.

IRKÇI, AYRIMCI DİL

“Evet siyasi bir sorumluluğum ve pozisyonum var. Halka ve topluma karşı sorumluluklarım var. Bunun gereği olarak bu güne kadar sağduyuyu elden bırakmamaya dikkat ettim. Sözüme lafıma dikkat ettim. Ama bu dili böyle kullanmaya devam ederlerse hakaret eden, cinsiyetçi ayrımcı, ırkçı, nefret dilini kullanmaya devam ederlerse aynı dille kendilerine cevap vereceğim” ifadelerini kullanan Kışanak şöyle devam etti: “Ne yapmışım ben sadece insani bir yaklaşım yapmışım. Medeni bir insan olarak karşılaştığım bir insanla tokalaşmış, merhabalaşmışım. Bunu bu kadar cinsiyetçi, ayrımcı, rencide edici, siyasi polemik edici bir linç kampanyası haline getirecek hangi gerekçeler olabilir. Kiminle barışmak istiyorsunuz. Bir kez daha net söylüyorum Gültan Kışanak adını ağızlarına almasınlar ya da adımı anacaklarsa siyasi etiğe, ahlaka uygun bir dil kullansınlar.”

SPEKÜLASYONLAR

Kendilerinden bir katkı bekleniyorsa kendileri ile resmi olarak konuşulması gerektiğini dile getiren Kışanak, şöyle noktaladı: “Bizimle daha şu ana kadar AKP hükümeti arasında resmi hiçbir temas olmamıştır. Bize hiçbir resmi bilgi gelmemiştir. Resmi yolla bir talepte bulunmamışlardır. Aslında sorun ve kriz de burada. Sorumluluk almayı beklediğin bir partiyi kurumsal olarak muhatap almıyorsun, görüşmüyorsun, meramını anlatmıyorsun, sürekli medya üzerinden konuşuyorsun. Bizim asıl eleştirdiğimiz konu budur. Bu tutumlarından vazgeçmiyorlar. Sürekli medya üzerinden spekülatif bilgiler yayarak sanki BDP ve eş başkanlar bu konuda bir ön tıkayıcı pozisyondaymış gibi gösterilmeye çalışılıyor. Katkı sunmaya hazır olduğumuzu her defasında söylüyoruz. Ancak AKP hükümeti medya üzerinden süreci yürütmeye çalışıyorlar.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir