Kaya ve Caniş’in eşleri konuştu

VAN – Van halkı deprem yaralarını geç de olsa sardı, ama Van’da iki kadın iki genç anne var ki var ki tam da deprem yaralarını sardık derken devletin yarattığı depreme yakalandılar. “Tabiatın depremi devletin depreminden daha yıkıcı oldu. Evet bir deprem oldu ama biz bir daha kendimize gelemedik” diye özetliyor iki genç kadın yaşadıkları 11 ayı.

Aslı Kaya Yüzde 53 oy alarak 4 yıl önce Van Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçilen ve geçen haziran ayında KCK operasyonları adı altında gözaltına alınan Bekir Kaya’nın eşi. Alev Şahar Caniş de BDP Van İl Başkanı Cüneyt Caniş’in eşi. Aslı, 3.5 yaşındaki oğlu Rojar ile Alev ise 21 aylık oğlu Aram ile birlikte tam 11 aydır kavuşacakları günü bekliyorlar. Davanın 3. duruşması tam da yerel seçimlerin 4. yıldönümü olan 29 Mart’ta görülecek. Dava öncesi Aslı ve Alev ile barış süreci ve Öcalan’ın açıklamalarının yapıldığı dönemin ertesinde konuştuk. Onların bu süreçte çocuklarıyla neler yaşadığını barış sürecinden neler beklediğini onlardan dinleyelim:

Bir saat Rojar Bir saat Bekir

Van’da deprem olduğunda oğlum Rojar ile Diyarbakır’a gitmek zorunda kaldık diye başlıyor söze Aslı, ama Bekir burada Van’da işinin başındaydı. Nisan ayında ben tekrar Van’a döndüm. Tam evi toparladık hayatımız yeni bir düzene girdi derken Bekir gözaltına alındı. Oğlumuz deprem sürecinde çok kötü etkilenmişti sonra üstüne bu gelince büsbütün ağır sorunlar yaşamaya başladı. Hala geceleri kalkıp ağlıyor. Şimdi kendine bir oyun geliştirmiş günün bir saatinde Rojar oluyor bir saatinde Bekir oluyor. Geliyor yanıma aşkım, oğlunu al ziyaretime gel diyor. Ya da Rojar olduğunda bana oyuncaklar al diyor. Doktoru bu süreci çocuk bir süreci aşamadığında onu oyunlaştırarak içinden çıkmaya çalışıyor diye tanımladı. Hala bu sıkıntıyı yaşıyorum. Bu defa ben kendimi çok eksik hissediyorum hem baba hem annenin yerini tutmaya çalışıyorum. Çocuk cezaevininin ne olduğunu bilmez anlatsanız da anlamaz. Cezaevini babasının işyeri olarak biliyor. Zaten görüşe gittiğimizde gördüğümüz tutukluların hepsi belediye çalışanları. Bekir içeri alındığından bu yana annemlerde kalıyorum.

Her duruşma öncesi…

Bu davanın siyasi bir davadır. Bu kadar insan ne yapmış ki bunca yıldır cezaevlerinde? Evlerimiz basıldı aramalar yapıldı. ama ne buldular. Ben her duruşma öncesi gidip evimi temizliyorum, kaloriferleri yakıyorum ama tahliye olmayınca yine kapatıp annemlerin evine dönüyorum. Bekir Van’da iki kişiden birinin oyunu alarak belediye başkanı oldu. Biz barış sürecinin başladığı bu dönemde tahliye bekliyoruz. Bu kadar uyduruk tutarsız bir iddianameyle bunca zaman bu insanların cezaevinde tutulması bir hukuk depremidir.

Oğlunun büyümesine tanıklık edemiyor

Alev Şahar Caniş’in de yaşadığı Aslı Kaya’nın da yaşadıklarından çok farklı değil. Çünkü bu süreçte o da çocuğuna babasının eksikliğini yaşatmamak için çabalayan ve sadece siyasi görüşlerinden dolayı içeri alınan eşlerinin maruz kaldığı hukuksuzluğun bir an önce ortadan kalkması için mücadele edenlerden. Cüneyt, oğlumuz Aram’ı İzmir’e doktora götürdüğümüz dönemde İzmir’de gözaltına aldılar diye başlıyor Alev de… Van’daki evimizi basıp cilingirle kırıp aramışlar… Biz 11 aydır eşlerimizden çocuklarımız babalarından uzakta. Cüneyt’de oğlunun büyümesine tanıklık edemiyor birçok anısını kaçırdı. Oğluma şu anda babasını masallaştırıp anlatıyorum. Baba gelecek şuraya buraya gideceğiz diyorum…

Yakın bir zamanda oğlumla bir restauranta yemek yemeye gittik orada eşimi gözaltına alan terörle mücadele şubesinden polislerin de eşleriyle çocuklarıyla yemek yeğini gördüm…Bakıyorsunuz bu insanlarla aynı lokantaları paylaşıyorsunuz, aynı yerlerden alışveriş yapıyorsunuz belki aynı apartmanda kapı komşuluğu yapıyorsunuz. Burada mutlaka toplumsal barışa da ihtiyaç var…Benim eşim ne yapmış ki 11 aydır içeride? artık insanlar sabahın 5’inde çalan kapılarını açmaya korkar hale geldi…

Bize dokunduğunda inanacağız

Barış sürecinde sağlam adımlarla sabırlı gitmek gerekiyor. Hızlı gidip yalpalanıp düşmek de var… Ama bu süreç bize yansıdığında bize dokunduğunda ancak o zaman inanacağız… Bu süreç sancılı. Umuyoruz ki herşey yolunda gider…Umuyoruz 29 Marttaki duruşmada tüm tutuklular serbest bırakılır..Birinin içeride kalması bile içimizi acıtacaktır…