İsviçre’de ırkçı yasaya rekor onay
Hukukçu Hüsnü Yılmaz, ortaya çıkan tablonun İsviçre’deki ırkçı potansiyelinin ne düzeyde olduğunu gösterdiğini söyledi.
İsviçre’de, ilticacıların içinde bulunduğu koşulları daha da ağırlaştıracak olan yasa ile ilgili bugün yapılan referandumda yüzde 78,5 oranında evet oyu çıktı. Ortaya çıkan bu tabloya göre ülkedeki sol veya liberal kesiminin büyük bir kısmının da ırkçı yasaya evet dediğini ortaya koyuyor.
YASADA NELER VAR?
Büyük bir farkla kabul edilen yeni yasayla beraber, iltica başvurusunda bulunan kişiler iltica talebi kabul edilinceye kadar yerleşim yerlerinden uzak bölgelerde veya askeri alanlarda bulunan “Toplama kamplarında” tutulacak. Son bir yıldır uygulanan bu durum bu referandumla beraber yasalaşmış oldu. Yeni uygulamaya göre sosyal yardım alamayacak olan ilticacılar, bir ekmeğin bile 5 frank olduğu ülkede ‘ Acil yardım’ adı altında günde sadece 8 Frank ile yaşamak zorunda kalacak. Yasada ayrıca ülkesinde hakkında herhangi cezai bir yaptırım olmadığı halde İsviçre’ye gelen ve burada katıldığı bir eylem veya yazdığı bir yazıdan dolayı geldiği ülkede cezai yaptırıma maruz kalabilecek olan kişilere iltica talebinde bulunmaları durumunda cezai yaptırım uygulanacak.
HÜKÜMETE SINIRSIZ YETKİ
Bu yasayla beraber, farklı Avrupa ülkeleri üzerinden İsviçre’ye gelen ilticacıların Dublin sözleşmesi gereğince geri gönderilmesi konusunda da daha sıkı denetimler uygulanacak ve iltica dosyaları yüz gün içinde karara bağlanacak. Vicdani reddin iltica gerekçesi olmaktan çıkarıldığı bu yeni uygulamada, konsolosluk üzerinden yapılan başvurularda ortadan kaldırıldı. Yeni uygulamayla beraber hükümetin ilticacılar üzerinde tasarrufu da halk denetiminden çıkarıldı. Böylece hükümet ilticacılar ile ilgili kendi çıkarına uygun olarak kararnameler çıkarabilecek ve “deneme” adı altında 6 ay, bir yıl veya daha fazla uygulamaya koyabilecek. Bu kararnamelere karşı halkın referanduma gitme hakkı bulunmuyor.
SOL DA IRKÇI YASAYA EVET DEDİ
Referandumda ortaya çıkan tabloyu değerlendiren Hukukçu Hüsnü Yılmaz, bu yasanın demokrasi açısından çok problemli bir durum olduğunu söyledi. “Ortalama yüzde 70’in üzerinde bir kitlenin hukuk devleti anlayışına zıt mekanizmalara “ Evet” demesinin ülkedeki ırkçı potansiyelinin de çok büyük olduğunu gösteriyor” diyen Yılmaz, Sosyalist Parti, Yeşiller Partisi gibi sol ve liberal partilerin de artık bu “ırkçı” uygulamalara yeşil ışık yaktığını belirtti.
İSVİÇRE DEMOKRATİK BİR HUKUK DEVLET DEĞİL
Yabancılar ile ilgili hukuk mekanizmasının zaten öncesinde de çok problemli olduğunu ama daha da problemli hale geldiğini ifade eden Yılmaz, “ İsviçre hukuk devletidir ama demokratik bir hukuk devleti değildir. Yabancılar yasası, iltica yasası gibi yasalar istisna yasasıdır. Hukuk devletlerinde istisna yasaları olur ama demokratik hukuk devletlerinde bunu görmek zordur. Bu Aparthid mantığıdır. Aparthid yasasında siyahlara ve beyazlara ayrı ayrı hukuk işletiliyordu. Burada da aynı mantık var. İsviçre bu işi daha sofistike etmeye edecek ve böylece özgürlük mekanizmasını daha da zayıflatacak. Özgürlüklerin kısıtlandığı oranda da, yabancılar İsviçrelilerin diktası altında bırakılacak” dedi. Buna karşı göçmenlerin istisna yasalarının ortadan kaldırılması için girişimde bulunması gerektiğini dile getiren Yılmaz, ülkede bulunan göçmenlerin “Bulunduğumuz ülkede eşit vatandaş eşit hak ve hukuka sahip olmak istiyoruz” demesi gerektiğini ifade etti.
Bunun aslında bir başlangıç olduğunu, ülkenin genelini ilgilendiren yasaların da çıkarılacağını belirten Yılmaz, “Çok yakında göreceksiniz bu kez sosyal sigortalar yasasına el atacaklar. Çünkü hep böyle olmuştur. Önce yabancılar yasasından başlıyorlar sonra sosyal sigortalar yasası ve diğerlerine el atarak toplumun geriye kalan tüm kesimlerini ilgilendiren alanlarda kısıtlamalar yapıyorlar” diye konuştu.