DÜNYAMANŞET

Dünyanın en büyük cezaevi: ABD

Amerika Birleşik Devletleri, dünyanın en büyük cezaevi olmaya devam ediyor.  Her yıl yüzbinlerce kişinin yargılanarak cezaevlerinde konulduğu ülkede, 2011’de 95 bin çocuk cezaevlerine girdi. Cezaevlerindeki doluluk oranı ise ürkütücü boyutlarda.

Cezaevlerine yılda 60 milyar dolar kaynak aktarılırken, yüz milyonlarca dolarlık alt yapı harcamalarının yapılmasının da gerektiği bildiriliyor.

ABD Kongresi Araştırmalar Servisi (CRS)’nin raporuna göre, ülkede 2,2 milyonu aşkın kişi federal ve ya eyalet cezaevlerinde bulunuyor. Bu da her 100 bin kişiden 716’sının hapiste olduğu anlamına geliyor. Böylelikle ABD, nüfusuna oranla en fazla mahkuma sahip ülke unvanını da elinde bulunduruyor.

Şartlı salıverilmiş ve ya takipte olanların toplamı ise 4,8 milyon civarında. 313 milyon nüfuslu ABD’de sokakta dolaşan her 100 yetişkinden 2’sinin gözetim altında yaşadığı anlamına geliyor.

Ülkedeki çocuk mahkumların sayısı da bir hayli fazla. Cezaevlerinde 18 yaş altında 95 bin çocuk bulunuyor.

2007-2011 yılları arasında 64 yaş üstü mahkumlardaki artış oranı ise diğer yaş gruplarına oranla onlarca kat daha fazla olarak gerçekleşti.

ABD Kongresi raporunda, yaşlı mahkumların cezaevi koşullarının düzeltilmesi ve yaşlarına uygun bir şekilde muamele görmelerini sağlayacak ekipmanların sağlanmasının gerektiği belirtildi.

MİLYARLARCA DOLAR DOLUP TAŞAN CEZAEVLERİNE HARCANIYOR

ABD Kongresi’nin raporuna göre ülkedeki federal cezaevlerinde kapasitesinden fazla mahkum bulunuyor. Buna göre, 2011’de mahkum sayısı, cezaevleri kapasitesinin yüzde 39 üstünde.

1980 yılında 25 bin olan mahkum sayısı, 2011’de 219 bine çıktı. Bu da, 30 yıl öncesine göre yüzde 790’lık bir artışı gösteriyor.

CRS raporunda yer alan bir diğer nokta ise cezaevlerinin Amerikan maliyesine olan maliyeti. Her yıl 60 milyar doların harcandığı cezaevlerinde bir mahkumun ortalama maliyeti 25 bin ila 30 bin dolar arasında. Cezaevlerinde aşırı doluluk nedeniyle var olan alt yapı sorunlarının giderilmesi için yüz milyonlarca dolar yatırım yapılması da gerekiyor.

KATI VE SERT HUKUK POLİTİKALARININ SONUCU

Washington kentinden bir grup hukukçunun oluşturduğu Sentencing Project adlı kuruluşun raporuna göre ise, ülkede son on yıllarda artan mahkum sayısının en önemli nedeni ‘suçlulara ve ya olası suçlulara karşı alınan sert önlemler’. Her suçun ve ya suç varsayılan eylemin cezalandırıldığı ABD hukuk mantığının sonucu olarak, ABD bugün dünyanın her dört mahkumundan birine ev sahipliği yapıyor.

Sentencing Group raporunda, ülkedeki bazı eyaletlerin suç kavramında reforma giderek, mahkum sayısını azaltmayı hedeflediğine dikkat çekiliyor. Buna göre, bir kişinin işlediği suçtan ötürü hapse atılmasının o suçun tekrar işlenmesine karşı caydırıcı olup olmadığına bakılıyor.

Bu yeni anlayışa göre örneğin, tecavüzden yargılanan bir kişinin hapsedilmesiyle o kişinin tekrar benzer bir suçu işlemesi önlenebiliyor. Ancak, hırsızlıktan dolayı bir kişiyi mahkum etmekle hırsızlık suçlarının önlenmesi mümkün değil. 40 milyon yoksulun yaşadığı bir ülkede basit bir hırsızlık suçunu işleyebilecek insanların her zaman olabileceği göz önüne alınıyor.

Sentencing Group, 24 eyalette uygulanan ‘yumuşatılmış politikalar sayesinde’ ülkedeki mahkum sayısının 2011 yılında yüzde 1,5 azaldığının da altı çiziliyor.

HRW, İNSAN HAKLARI İHLALLERİNE DİKKAT ÇEKMİŞTİ

Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) de 2012 raporunda, ABD’deki hukuk normlarına, cezaevlerinin durumuna ve yabancı mahkumların oranına değinmişti. Halen 33 eyalette idam cezasının olmasının eleştirildiği raporda, son olarak Connecticut ve Columbia eyaletlerinin ölüm cezasını kaldıran 18 eyalet arasında yer almaları olumlu karşılanmıştı.

HRW, Mayıs 2012’de kabul edilen, cezaevlerindeki tecavüz vakalarını belirleme, önleme ve cezalandırmayı öngöre PREA adlı yasanın ciddiyetle uygulanmasını istiyor.

Ülkedeki yabancı mahkumların sayısı da HRW insan hakları raporunda yer edinmişti. Halen 400 bine yakın yabancının önemli bir kısmının ‘sınır ihlali’ gibi suçlardan yargılanarak ceza almaları eleştiriliyor. ABD’de 2011 yılında yasa dışı sınır ihlalinden dolayı 34 bin yargılanma yapılırken, 37 bin dava ise ‘sınırı tekrar ihlalden’ açıldı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir