Bekir ÖzgürYazarlar

DİNCİ VE IRKÇILARIN YÖNETTİĞİ DEVLETİN KİTABINDA BAŞIŞ YAZMAZ

Bir ülkede, toplumsal farklılıkları inkâr ve imha üzerine kurulmuş, tek tip toplum yaratmayı hedef almış bir devletin siyasal iktidarının hükmettiği ülkede “BARIŞ” söylemi, onun temsil ettiği sınıfın doğasına aykırıdır; varlık nedenini ‘RET’ etme anlamındadır, inandırıcı değildir.

Yönettiği toplumun önemli bir kesimi ile kavgalı olan siyasi iktidar, BARIŞ konusunda samimi ise ilk yapacağı iş, kavgalı olduğu kesimin dinamik güçlerinin silahlanarak devlete cephe almasının nedenlerini araştırıp, bu nedenleri ortadan kaldıracak yasal düzenlemeler yapmak olmalıdır; BARIŞÇI samimiyet bunu gerektirir.

İmralı ile kurulan ilişkiden sonra, Sayın Başbakan’ın “Müzakere başlaması için dağdakiler silahlarını bırakıp ülkeyi terk etsinler” açıklaması, kavgalı olduğu toplumla alay etmenin dik alası olduğu kadar, BARIŞ konusunda samimiyetsizliğinin de beyanıdır. Devlet yöneten kişi inandırıcı olabilmesi için, ağzından çıkan her sözünde tutarlı, ciddi ve mantıklı olmak zorundadır.

Silahlı Kürt Özgürlük Hareketini yaratan ve devlete cephe kurulmasına temel teşkil eden siyasal nedenler, kısmen de olsa yasalarla ortadan kaldırılmadan “Silahları bırakın ülkeyi terk edin barış görüşmeleri başlasın” türünden çağrılara inanacak, tek bir saf gerilla bulunabilir mi? “Bu iş bu kadar basitti de on yıldır neredeydin” diye sormazlar mı Sayın Başbakan!.

Ağzını her açtığında barıştan, kardeşlikten dem vuran Sayın Başbakan, BARIŞ konusunda eğer samimi idiyse, Paris katliamı duyulur duyulmaz olay yerine bir temsilcisini göndermeli, o ailelerin acısı paylaşılmalıydı. Faillerin en kısa zamanda bulunması için Fransız Devleti nezdinde diplomatik girişimde bulunulmalıydı.

Ama Bizim Başbakan Fransız Devlet Başkanını suçlarcasına, kendisi suçluluk psikozu içindeymiş gibi “O teröristle ne için görüştüğünün açıklamasını yap” diye emir yağdırıyor. “Terörist” dediğiniz o Sayın Bayan, Kürt Özgürlük Hareketinin “Paris Büyük Elçisi” konumunda olduğunu, herkesten çok Türk devlet yetkilileri biliyor.

Devleti yönetenler ellerinden gelse, güçleri yetse bu halk kahramanları için Diyarbakır da düzenlenecek saygı törenini yasaklayacaklar. Umarım toplumun bu acı gününde, cenaze törenine polis gücünü saldırtıp ortalığı kana bulamazlar. Cenaze törenine dahi tahammül edemeyen barışçılar, sevsinler sizin barışınızı!

Bekir Özgür. 15.01.2013.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir