MANŞETSİYASETÜst Manşet

Demirtaş: Biz yıllardır diyalog yolu ile çözüm diyoruz

Yüzbinlerin buluştuğu İstanbul Zeytinburnu’daki Kazlıçeşme Meydanı’nda düzenlenen Newroz kutlamasına katılan BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, “HEP’ten bugüne kadar yaptığımız bütün konuşmalarda Kürt sorunu konuşularak müzakere ile çözülür dedik. Bu talebimizde ısrarcı olduk. Sizler bunun için binlerce defa miting yaptınız, görkemli direnişlerle bu yöntemi esas kılmak için çok uğraştınız. Ve biz verdiğimiz bu mesajlarla meseleyi bugünlere getirmek istiyorduk. Türk, Kürt gençleri bu sorunun çözümü için ölmesin diye uğraşıp durduk. Geldiğimiz nokta bu bedellerin bir sonucudur” diyerek örgütlü yapıya, halkın fedakar duruşuna güvendikleri, AKP’ye bakarak heyecan duymadıklarını kaydetti. Rojava devrimini selamlayan Demirtaş, “İktidar sizin güçlü duruşunuzla ancak yol alabilir. Barış rehavet demek değildir” dedi.

İstanbul’da yüzbinleri Kazlıçeşme Meydanı’nda bir araya getiren Newroz, büyük coşkuyla devam ediyor. Alanda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çok sayıda fotoğrafı dolaştırılırken, PKK ve Konfederalizm bayrakları dalgalandırılıyor. İstanbul’daki etkinliğe katılması planlanan BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, program değişikliği ile Bingöl’deki kutlamalara katılmak için bu şehre giderken, BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş şal û şepiklerini giyerek kutlamaya katıldı.

Demirtaş, Newroz ateşini yakarken, kutlama için hazırlanan dev platformda, BDP İstanbul milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Sebahat Tuncel, ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Ender İmrek, Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, Barış İçin Kadın Girişimi üyesi Nimet Tanrıkulu, Anti Kapitalist Müslümanlar, SDP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Şengül, AKA-DER, Sosyalist Yeniden Kuruluş Sözcüsü Gülseren Pusatlıoğlu, Barış Anneleri, HDK Merkez Yönetimi, KESK Genel Başkanı Lami Özgen bulunuyor.

Tertip Komitesi adına Mehmet Boztemur yüzbinleri selamlayarak başladığı konuşmasına İmralı’da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çabaları ile başlayan yeni sürecin önemine vurgu yaptı. “Özgürlük devrimini selamlıyoruz” diyen Boztemur, Kürtlerin ve diğer halkların gasp edilmiş haklarının iadesini istedi. Halkların Newrozunu kutlayan Boztemur, hazırlanan yeni Anayasa’ya tüm halkların eşit bir şekilde yer alması gerektiğini dile getirdi.

Açılış konuşmasının ardından Xemgîn Bîrhat sahne alarak şarkılarını söyledi. Grup Emeğe Ezgi’nin seslendirdiği “Diren ha Diyarbakır” şarkısına binler eşlik etti. Alanda sık sık “Direnen Kürdistan halkına selam olsun”, “Öcalan’a özgürlük” sloganı yükseliyor. Devrim şarkılarının ve coşkusunun dillendirildiği alanda, PKK bayrakları dolaştırılıyor. Newroz coşkusunun sürdüğü Kazlıçeşme’de, Paris’te katledilen 3 Kürt kadın siyasetçi Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez de anılıyor.

ÖNDER: ÖCALAN’IN SELAMLARINI GETİRDİM, SELAMLAR OLSUN DEDİ

Alanda toplanan yüzbinleri Kürtçe ve Türkçe selamlayan BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, “Size Sayın Öcalan’ın selamlarını getirdim, selamlar olsun” dedi. Yeni bir sürecin başladığını ifade eden Önder, “Bu başta Kürt halkı olmak üzere Lazların, Çerkeslerin tüm halkların, emekçilerin eseridir. Barışınız kutlu olsun. Yoldaşlar bundan bir yıl önce yine bu alandaydık. Barış vesilesiyle geldik bizi sokmadılar. O gün barış dedik, bugün de barış diyoruz, yarın da barış diyeceğiz. Peki ne oldu işte yine bu alana girdik, onun için size selam olsun. Mücadele bitmiş değil, en acı, en yakıcı bölümün sonuna geldik. Bundan sonra bütün Türkiye ile yeni süreci, mücadeleyi başlattık. Acılı bölümün sonuna geldik. Peki ne pahasına geldik. Bu halklar ‘biz yenilmedik’ dedi de geldik. Ölerek bu barışı getirdik. Siz bizi zindanlarla mı korkutacaksınız. Oraları da mücadele alanına çevireceğiz. Bu yüzden barış mücadelesini boğdurtmayacağız. Sayın Öcalan, ‘Ne eskisi gibi savaşacağız ne eskisi gibi yaşayacağız’ dedi. Mücadelemiz sürecek, biz de HDK olarak bugün olduğu gibi bundan sonra da barış mücadelesini yere düşürmeyeceğiz” dedi. Önder, konuşmasını “Bijî biratiya gelan, yaşasın halkların kardeşliği” diyerek bitirdi.

TUNCEL: MİLYONLARIN ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ İÇİN ALANLARDAYIZ

BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de, milyonların özgürlük mücadelesini yükseltmek amacıyla sokaklarda olduğunu ifade ederek, “Milyonlarca devrimci Türkiyeli sokaklarda, hepsinin Newroz’unu kutluyoruz” dedi. Önümüzdeki sürecin önemine vurgu yapan Tuncel, “Dışarıdan izleyeceğimiz değil tam da içinde olacağımız bir süreç. Bu süreç belki bizi barışa götürecek süreç. Çözüm ve barış sokaklarda, Newroz alanını doldurarak olur. Birlikte direneceğiz. Bugünü yaratanlara, Mazlum Doğan’dan Hacı Zengin’e şehitlerin önünde saygıyla eğiliyoruz. Mücadeleniz amacına ulaştı, mücadeleniz bizim mücadelemizdir. An azadî an azadî, çünkü bundan başka seçenek yok” diye konuştu.

DEMİRTAŞ: HİÇBİR NEWROZ ATEŞİ BOŞUNA YANMADI

Ulusal kıyafetleri ile sahneye çıkan BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, “Binlerce defa Newroz kutlu olsun Newroz’a we pîroz be” diyerek konuşmasına başladı. “Sizler adı yasaklı ülkenin dili yasaklı evlatları olarak yasaklı Newroz’u newroz yaparak, Newroz’u ateş topu yaparak bu günlere taşıyarak meydanları, özgürlük meydanları yaptınız” diyerek konuşmasını sürdüren Demirtaş, “Asıl biz sizlerle gurur duyoyoruz. Eminim ki Ortadoğu’nun bütün ezilen halkları bu yıl 2013 Newroz’unun bu görkemli sıcaklığıyla bir kez daha ısınacaktır. Hiçbir Newroz ateşi boşuna yanmadı. Her Newroz ateşi yeni bir karanlığı aydınlattı. Duymayan kulaklara, görmeyen gözlere özgürlük talepleri gösterdi. Yolunu çizgisini şaşıranlara ‘işte özgürlük yolu budur’ dedi her Newroz. İşte bu Newroz da yeni bir sürecin müjdecisi olarak kapımıza geldi. Hoş geldi sefa geldi Newroz” dedi. Bugünlere gelene kadar Newroz’un hiç de küçümsenmeyecek bedeller ödediğini sözlerine ekleyen Demirtaş, “Bu vesileyle Sakine, Leyla, Fidan arkadaşlarımızın şahsında Newroz’u Newroz yapan, özgürlük mücadelesini, bütün şehitlerimizi saygıyla anmak istiyorum. Bugünleri bize gösteren, meydanlarda tek ses olmamızı sağlayan bütün değerlerimizi hasretle anıyorum” diye konuştu.

Uzun uzun siyasi gelişmelere dair konuşma yapmayacağını söyleyen Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kazlıçeşme meydanı, bu fotoğraf mesajların en iyisidir, anlamak isteyene görmek isteyene, duymak isteyene. İşte mesaj budur. Çözüm dili sürecin dili budur. Çözüm nasıl olacak diyenlere işte Kazlıçeşme meydanında bütün ezilenler el ele vermişler. Çözümün fotoğrafı budur diyorlar. ‘Bu süreçten ne çıkacak’ diyenler bu fotoğrafı dikkatle izlesinler. Kürdüyle, Türküyle, Ermenisi, Lazı, Çerkezi’yle, emekçisiyle, öğrencisiyle, kadınıyla, genciyle, kendi diliyle, bayrağıyla, rengiyle yan yana yaşamaktır çözüm. Çözüm Kazlıçeşme Meydanı’ndaki duruştur. Eğer gerçek bir özgürlük çıkacaksa bu meydanın yansımasıdır çözüm. Verdiğimiz bütün mesajlarda HEP’ten bugüne kadar yaptığımız bütün konuşmalarda Kürt sorunu konuşularak müzakere ile çözülür dedik. Bu talebimizde ısrarcı olduk. Sizler bunun için binlerce defa miting yaptınız, görkemli direnişlerle bu yöntemi esas kılmak için çok uğraştınız. Ve biz verdiğimiz bu mesajlarla meseleyi bugünlere getirmek istiyorduk. Türk, Kürt gençleri bu sorunun çözümü için ölmesin diye uğraşıp durduk. Geldiğimiz nokta bu bedellerin bir sonucudur. Kimsenin bu topluma, Türkiye toplumuna, bize bir lütfü armağanı değil. Keşke onbinlerce evladımız yaşamını yitirmeden bu barış sürecini konuşarak, çözüm anlayışını oluşturabilseydik. Fakat geç oldu; ama böylesine bir sürecin en anlamlı gelişmesi olarak başından beri ifade ettik. Hükümetin de arkasında olduğu bir heyetin Öcalan’la görüşmesinin en doğrusu olduğunu söyledik ve bundan vazgeçmedik.”

DEMİRTAŞ: SİYASETÇİ MİSİNİZ DOZER OPERATÜRÜ MÜ?

Birilerinin çözümden rahatsız olduğunu söyleyen Demirtaş, “Tek bir çözüm önerisinde bulunmadan ‘neden Öcalan’la, BDP ile PKK ile görüşmeler oluyor’ diye feryat figan ediyorlar. Bazıları ‘Kandil’i dümdüz edelim’ diyor. Çözüm önerisine bakar mısınız. Siyasetçi misin dozer operatörü müsün? Tek bir çözüm önerisi olmayanlar ‘burayı yakalım basalım’ diye her tarafı kışkırtmaya çalışıyorlar. Ben buradan sormak istiyorum. Siz hiç Şırnak’ta, Gabar’da, Cudi’de gece yarısı bir nöbet kulübesinde nöbet tuttunuz mu? ‘Kandil’i dümdüz ederiz’ diyenler gitsinler bir gece Cudi’de nöbet tutsunlar bakalım Kandil dümdüz oluyor mu olmuyor mu? Ankara’dan sallamak kolay oluyor tabi. Vatan millet Sakarya edebiyatı yapanlar, bakın ayda 3 bin maaşla özel orduya 5 bin kişi bile başvurmadı. Gençler savaşmak istemiyor bunu daha anlamadınız mı? Türk, Kürt gençlerinin de mesajı budur. Oturun bu sorunu siyasetle çözün diyorlar. Bir masa etrafında sorunu tartışmaktan kimse zarar görmez. Daha kaç bin insan ölecek, kaç yıl geçmesi lazım. Yüz yıldır bu topraklarda halkları birbirine kırdırmaya çalışıyorlar. Biz şimdi bunun bir kader olmadığını söylüyoruz. Bütün halklar, bütün ezilenler el ele verip kendi geleceklerini eşitçe, özgürce birlikte yaratabilirler diyoruz. Birbirini tüketen bir birine karşı savaşan dil yerine, kardeşlik dilini kuralım diyoruz. Herkesin kazanacağı her birimizin dilini, kimliğini özgürce yaşayacağı bir model, toplum, sistem yaratabiliriz diyoruz. Gerçekten bundan niye rahatsız oluyorlar anlamakta zorlanıyoruz. Eğer birlikte ama eşitçe, onurluca yaşamak istiyoruz diyorsak ve siz buna karşı çıkıyorsanız sizin o halde bu çözümden daha demokratik bir model önermeniz gerekiyor. Eğer çözüm öneriniz yoksa susun yerinizde oturun. Bari insanları kışkırtmaya çalışmayın” dedi.

Barışın teslim olmak olmadığının altını çizen Demirtaş, “Barış demek hakkı olanı teslim almaktır. Biz gasp edilen, zorla alınan Türkiye’nin ezilenlerinin olan haklarımızı teslim almak istiyoruz. Kimsenin cebinden bir şeyler çıkarıp başkasının cebine koymak değildir barış. Alevi halkının inancı, Alevi halkına aittir. Kürtlerin dili kendilerine aittir, özgürce yaşasınlar barış budur işte. Bunun gerçekleşmesi önünde engeller varsa siyaset olarak elimizi taşın altına sokarak bunları çıkarmamız lazım. Barış deyince tüyleri diken diken olanlar var, barıştan korkanlar var bu ülkede, samimiyetle ifade etmek istiyorum ki bizler BDP olarak asla ama asla koltuk sevdasıyla kişisel ikbal kaygısıyla hareket etmedik. Barışı kutsal bir değer olarak addettik. Akan kanın durması için gece gündüz çalıştık ve bu noktaya sizlerin emeğiyle Kürt siyasetinin öncülerinin direnişi duruşuyla geldik. Bu süreci bugünlere getiren bu halkın bundan sonra da bu sürece bağlı kalacağından şüphe duymuyoruz. Türkiye’nin önemli bir kesimi elbette ki bu süreci destekliyor. Barış hak ve özgürlükler parmak hesabı değildir. Türkiye’nin önemli bir kısmı bu savaş dursun istiyorsa hak ve özgürlüklere karşı da duyarlı olması gerekiyor. Çünkü barış gökten zembille inmez. Demokrasinin olmadığı içi boş bir balon değildir barış. Bütün dillerin ve kültürlerin talebi özgür bir anayasa inşa edilirse barışın ayakları yere basar. AKP hükümeti de bütün bu süreçte geçmişten ders çıkararak önümüzdeki döneme yaklaşmalıdır. BDP olarak Hükümet’in görüşmeye, müzakereye dair adımlarını desteklemeye devam edeceğiz. Biz AKP ile seçim işbirliği yapmıyoruz ittifak yapmıyoruz. Muhalefet partisi olarak iktidar partisine karşı muhalefetimizi yapmaya devam edeceğiz. Ama müzakere masasını da desteklemeye devam edeceğiz” ifadesinde bulundu.

“Eğer Kürt halkı sadece milliyetçi, ırkçı duygularla sadece kendini düşünerek ırkçı bir saikle hareket etmiş olsaydı inanın ki bu topraklarda çok daha fazla kan akardı” diyerek konuşmasını sürdüren Demirtaş, “Ama Kürt halkı Türkiye demokrasi hareketinin lokomotifi oldu. Demokrasi kanallarının açılmasında öncülük etti. Çok ağır bedeller ödeyerek bu mücadeleyi bugünlere getirdi. Bizler gelinen noktadan sonra demokratik siyaset yöntemiyle mücadelemizi sürdürelim istiyoruz. Eğer birileri ısrarla Kürt, Türk gençleri silah bırakmasın diyorsa bu bir yerden sonra savaş kışkırtıcılığı olur. Kürt halkı şu anda yolun yarısındadır. Barış mücadelesi kararlılık, inanç ve sabır işidir. Biz mücadelemize, örgütlü yapımıza, halkımızın fedakar duruşuna güveniyoruz. Sizlerin el ele yürüttüğünüz mücadeleye güveniyoruz, yoksa biz AKP’ye bakarak heyecan duymuyoruz. İktidar sizin güçlü duruşunuzla ancak yol alabilir. Barış demek rehavet demek değildir” diye konuştu.

Rojava’da yaşanan devrim sürecine de değinen Demirtaş, “Rojava gün be gün kendi geleceğini örüyor. Örgütlü olmasalar yok olup gideceklerdi. İşte örgütlü halkın neler yapabileceğini gösteren bir süreçtir Rojava. Buradan Rojava’ya, Kürt gençlerine, kadınlarına devrimcilerine, selam gönderiyoruz. Onların da Newroz’u kutlu olsun diyoruz. Yine rehine olarak cezaevlerinde tutulan bütün arkadaşlarımıza sıcak selamlarımızı gönderiyoruz. Onların da Newroz’unu kutluyoruz bir sonraki Newroz’da onlar da bizimle olacak bunun sözünü veriyoruz” dedi.

Demirtaş, alandaki bütün halkları, siyasi parti temsilcileri, Newroz kutlamasında emeği geçenleri, katılımcıları ve sanatçıları selamlayarak konuşmasını sonlandırdı. Newroz çalınan müzikle çekilen halaylarla devam ediyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir