Enel HakYazarlar

ALEVİLİKTE HİYERARŞİ NASILDI

1000 yıl önce Anadoluya Bizansız devleti hakimdi. Anadolunun tek egemeni olan Bizansız devleti, Roma imparatorluğunun ikiye ayrılmasından sonra kuruldu. Batı Roma imparatorluğu ve doğu roma imparatorluğu mirası üzerine M.S. 395 yıllarında Bizansız imparatorluğu kuruldu. Devletin resmi dini Hristiyanlıktı. Anadoluda kurulan Bizansız devleti, Anadoludaki yapıyı değiştirmek için, bir çok oyuna hileye baş vurdu. Roma imparatorluğu, Hristiyanlığı devletin resmi dini olarak kabul ettiği zaman, hemen Anadolu halklarına bunu dayatığı zaman çok büyük dirençle karşılaştı. İlk başlarda Hristiyanlığı Kızılbaşlık gibi göstermeye çalıştı. M.S 275 yıllarında Roma imparatorluğu tarafında İncil yazılırken, Anadolu kültür yapısı, düşünülerek bir çok benzerlik yapılmaya dikkat edildi. Binlerce yıldan beri Işık insanları tarafında kutlanan Xıdır eylaz Hristiyanlığa noel baba olarak girdi. Işık insanları tarafında anılan Xızır zaten başı başına bir tanrı anlayışıdır. Bin bir ismin vardır, biride Xızırdır.

İlk başlarda Hristiyanlığı kızılbaşlık sanan Anadolu halkı, çok sürmeden farkı anladı. Hristiyanlıkta uzak durmaya başladı. On binlerce yıldan beri Anadoluda var olmuş zengin kültürleri bir anda yok etmenin kolay olmayacağını anlıyan Bizansız hükümdarı, kanlı katliamlara girişti. Kılıç zoru ile Anadolu aydınlık yapısını değiştirmeye çalıştı. Aydın Anadolu Kızılbaşları, canlarını kurtarmak için biz öz Hristiyanız demeye başladılar. Ne kiliseye gittiler, nede hristiyanlığın kuralarına uydular. Kızılbaşlık yasaklandıkca, onlar cemlerini gizli yapmaya başladılar. Bizansız hükümdarı bu defa iftira atmaya başladı. Kızılbaşlar bir evde toplanıp mum söndü oynuyorlar. Bu iftira onları aşağılamaya yönelikti. Kılıçla, katliamla yapamadığını iftira ile yapmaya çalışıyordu. Herşeye rağmen Kızılbaşlık geleneği yolunda sapmadan tüm geleneklere bağlı kalarak devam ediyordu. Çok zengin kültür mirasına sahip olan Kızılbaş geleneğini Anadoluda söküp atmak imkansızdı. Bunu Ne Bizansız başara bildi, nede ondan sonra gelen devletler başardı. 1000 yıllarında anadolu Kızılbaş geleneğinde ne dede vardı, nede Seyyitlik vardı. Bunlar 200 yıl sonra Selcuklu Bizansız döneminde Aleviliğe koyulmaya başlandı. İslamın çıkışında sonra Anadoluya bir çok akıncı seferler yaptılar. İslam Anadoluda tutunamadı kanlı saldırılar kısa zamanda geri püskürtüldü. İslam orduları diğer ülkelerde olduğu gibi Anadoludada bastıkları yerlerde ganimet ve kadınları toplayıp beraberinde götürdüler. 1450 yılına kadar Anadolunun her yerinde Kiliseler vardı. Anadolu Işık insanların, arap islamında ve imamlarında haberleri bile yoktu. Çünkü o zamana kadar Bizansız hakimdi Anadoluda. Işık insanları hristiyanlıkla başı beladaydı. Onla uğraşıyorlardı. 1200 yıllarında sonra Kurulan selcuklu devleti kücüktü ve hiç bir zaman Anadolu Işık insanları üzerinde etkili olamadı. Vergi ve baskıları artırınca Kızılbaşların direnci ile karşılaştı. Babai İsak ve Babai İlyas isyanında büyük darbeler aldı. Çok sürmeden yıkıldı. 1299 da Selcuklunun enkazı üzerine Osmanlı devleti kuruldu. 1500 yıllarına kadar Anadolu Kızılbaşlığında islam hiç yok denilecek kadar azdı.

1000 yıllarında Anadoluda, Işık insanları, halen dergahlar, da yetişen PİR yol erkanı, Derwişler tarafında yönetiliyordu. Pir olmak istiyen bir gençin ailesinde rızalık alındıktan sonra, O bölgenin Piri tarafında artık on yıllarca sürecek gerekli eğitim ve Kızılbaşlık sırları verilmeye başlanırdı. Kamili olgun bir dereceye geldiği zaman, son imtihanlarda geçirildikten sonra artık Yol erkanı olarak işe başlardı. Kızılbaş dergahları binlerce yıldan beri ”site devlet” görevini yapıyordu. Irmakların başlarına kurulmuş olan dergahlar, on binlerce dönüm toprağı ekip biçiyordu. Bu toprakların mülküyeti ortaktı. Halk tarafında ekilen ve biçilen ürünler dergah ambarlarında toplanırdı. Herkes kendi ihtiyacı kadar alırdı. Ve herkes kendi gücü oranında katkı sağlardı. Bayramlarda ve ve aralıklarla dergahlarda düzenlenen etkinliklere binlerce insan katılırdı. Büyük kazanlar kaynardı, semahlar dönülürdü, Konuşmalar yapılırdı alınıcak önlemler ve yıllık çalışma planı anlatılırdı.

Bir insan için hafıza neyse bir toplum için de tarih odur. Hafızasını kaybetmiş insanlar nevrotik, tarihini hatırlamayan toplumlar da hafızasını kaybetmiş insanlar gibidir. Tarih aslında bugünümüze nasıl geldiğimizin cevaplarını verir. 1500 yıllarında sonra Osmanlı ile başlıyan kanlı soykırımlar ve sinsi oyunlar tc nin kurulması ile Anadolu Kızılbaşlığı çok derin yaralar aldı. Toplum tarihi hafızasını kaybetti. 500 yıllık kanlı soykırımlar, katliamlar ve sinsi oyunlar sonucu Anadolu Kızılbaşlığı nerdeyse yok olma ile başbaşa kaldı. Günümüzde Kızılbaşlar kendi tarihi kültür zenginliğini yenide bulmak için yoğun bir çalışmaya başlamışlardır.

Enel Hak 02.01.2013

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir