Üst Manşet

Ağır Ceza’ya ders gibi karar

GÖÇ-DER, Akköprü Mahallesi Demokratik Halk Derneği, YÖDER, Seyit Fehim Arvasi Mahallesi Özgür Toplum Derneği, Hacıbekir Mahallesi Özgür Yurttaş Derneği, VAKAD, MEYA-DER, Yenimahalle Özgür Halk Derneği, TUYAD-DER ve KÜRDÎ-DER hakkında, TMK ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 5 Şubat 2012 tarihli ihbar yazısı üzerine, “PKK ile bağlantısı olduğu” ileri sürülen derneklerin feshi davasında mahkeme “ret” kararı verdi. Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, gerekçeli kararında tek tek dernekler hakkındaki iddialar ve savunmalara yer verdi.

Dernekler amaçlarına uygun

Mahkeme, kapatma davası açılan 10 derneğin tüzüklerinin “Van Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü’nce de resmi olarak onaylandığı”na dikkat çekti ve Dernekler Kanunu ile İçişleri Bakanlığı veya mülki idare amirliği tarafından davalı derneklerin faaliyetlerinin amaçlarına uygun olup olmadıklarının düzenli olarak denetlendiği ifade edildi.

Bunlar suç değil!

Mahkeme davada yargılanan VAKAD’ın, Van Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2010/1775 soruşturma numaralı dosyasına dayanak yapılarak kapatılması gerektiği hususunda yazı yazılarak kapatılması gerektiği düşünülen derneklerin listesinde adının bulunmadığına dikkat çekti ve yine dosya kapsamında gizli tanık olarak adları geçen Beyaz Bulut, Ahmet Su ve HX922 isimli tanıkların da VAKAD’a ilişkin herhangi bir beyanlarının olmadığını kaydetti. Mahkeme, VAKAD üyelerinin, DÖKH üyesi olduğu ve Newroz Bayramı, 8 Mart gibi eylemlere katıldığı hususuna ilişkin de delil bulunmadığını belirtirken, bu tür etkinliklere katılmanın suç unsuru olarak değerlendirilemeyeceğini ifade etti ve “Dosya kapsamında VAKAD’ın yasaya aykırı elde edilen delil dışında örgüt ile bağlantısı olduğuna ilişkin bir delil bulunmadığı anlaşılmıştır” dedi.

Düşünce özgürlüğü yorumu

Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne de (AİHS) atıfta bulunarak, “AİHS 10. maddesinde düşünceyi açıklama, haber ve bilgi alıp verme hakkına sahip olma özgürlüğünün demokratik toplumlarda önemine değinilmiştir. Avrupa Konseyi tarafından örgüt için şiddetin zorunlu bir suç unsuru olarak tanımlanmış olduğu AİHM kararlarında şiddete ve silahlı direnişe teşvik etmeyen eylemlerin düşünce ve ifade özgürlüğü sınırları içerisinde görüldüğü bunun aksine yorumların hakkın ihtilali sayıldığı anlaşılmaktadır” dedi.

Gizli tanık beyanı yetmez

Mahkeme gizli tanık beyanlarına ilişkin de şunları ifade etti: “Gizli tanıkların ifadelerinin şüpheli ya da sanığın ya da müdafisinin yokluğunda alınması sonucunda gizli tanığın kimliğinden habersiz olduğu için tanığın ön yargılı olduğunu ya da güvenilmez özelliklere sahip bulunduğunu ispatlama imkanı bulunmamaktadır. Bu da AİHM’in ‘adil yargılanma hakkı’nı ihlal ettiğinin belirgin özelliğidir. Gizli tanık beyanına dayanılarak mahkumiyet kararı verilmesi adil yargılama hakkının ihlali durumunu ortaya çıkarmaktadır. Van TMK ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığı’nda yürütülen kovuşturmada alınan gizli tanık beyanları ile açılan davalarda, salt gizli tanık beyanı ile hukuk mahkemesinde karar verilmesi hukukla uyarlılık sağlamayacaktır.”

Barış sürecini derinden sarsar

PKK Lideri Öcalan’ın başlattığı çözüm sürecine dikkat çeken mahkeme, gerekçeli kararında şu önemli vurguları yaptı: “Söz konusu derneklerin hala faaliyette olan dernekler olduğu, tüzüklerine aykırı hareketlerde bulunulduğu yönünde herhangi bir somut delil bulunmadığı hususunda dosya kapsamında yapılan incelemede kanaat oluşmuştur. Özellikle barış süreci içerisinde demokratikleşmenin sağlandığı, silahların sustuğu dönemde afaki tanık beyanlarına dayanılarak bu şekilde bir davanın açılması sonucunda derneklerin feshine karar verilmesi barış sürecini derinden sarsacaktır.”

 

Somut inandırıcı delil yok

Mahkeme, “Bir kısım dernekler hakkında açılan bu davada dayanak olarak sunulan deliller içerisinde kolluk kuvvetlerince yapılan değerlendirmede, halay, şarkı ve marşların dahi suç delili olarak değerlendirilmiş olduğu anlaşılmaktadır” diyerek, kararının gerekçesini şöyle açıkladı: “Van Cumhuriyet Başsavcılığı’nın davalı 10 dernek hakkında fesih kararı verilmesi talebi ile açılan davanamenin ekinde dosyaya sunulan tüm delillerin tek tek değerlendirilmesi neticesinde davalı derneklerin tüzüklerine aykırı hareket ettikleri, örgüt ile bağlantılı faaliyetlerde bulunduğu hususunda davanamede sayılan hususlarda herhangi bir delil bulunmadığı gibi gizli tanık beyanlarına itibar edilerek derneklerin feshine karar verilmesinin mümkün olmaması kolluk kuvvetleri tarafından sunulan belgelerde bu derneklerin davanamede belirtilen hususlarda faaliyette bulunduğuna ilişkin somut ve inandırıcı delilin bulunmaması nedeniyle açılan davanın reddine karar verilmesi yönünde mahkemece vicdani kanaat oluştuğundan gerekçesi yukarıda açıklandığı hüküm kurulmuştur.”

 

Kaynak.Özgür Gündem

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir