Bekir ÖzgürYazarlar

Devletin İMRALI Politikası

AKP, Kürt Özgürlük Hareketi karşısındaki başarısızlığını, yerel seçimler öncesinde başarıya dönüştürmek üzere devreye yeni taktikler koymak zorundadır. Bu bağlamda İMRALI görüşmesi, uygulanacak taktiklerin ana halkasıdır.

İMRALI görüşmesi, önümüzdeki yerel seçimlerde Kürt seçmenin oylarını AKP ye çekebilmek için Başbakan bu halkın liderini tanıyor görüntüsü vermektedir. Diğer yandan BDP nin parlamento da ki ve Kürt Halkı üzerindeki etkisini kırarak seçimlerde onu devre dışı bırakmayı planlamaktadır.

Bir yandan İMRALI ile görüşmeler devam ederken, öte yandan Paris örneğinde olduğu gibi örgütte iç çatışma olduğu görüntüsü verilerek örgütün yıpratılması amaçlanmakta, lidere rağmen örgütün çok başlı ve örgüt içinde barış istemeyenler olduğu algısı yaratılarak istenmektedir.

Kürt Özgürlük Hareketinin TC devletine karşı otuz yıldır yürüttüğü mücadele sonucu elde edilen başarısı, toplumun geneli nezdinde kabul gören ve yadsınamaz bir gerçek. Ancak bu gerçek başarı aynı zamanda, devleti yöneten iç ve dış güçler açısından hemencecik kabul edilebilir, yenilir, yutulur ve kolay hazmedilir cinsten değildir.

İmralı görüşmesi ile devlet, kendine göre “Terör”e karşı mücadele stratejisinde bir taktik değişikliğine gitmesi gerekliydi; bunu da, Paris’te üç Kürt kadın militanı imha ederek yeni taktiklerin ilkini gerçekleştirdi.

Paris katliamında yasadışı özel elini kullanan devlet, ülke sathında ki başarısızlığını gölgelemek üzere, bundan böyle ülke dışı alanlarda Kürt Özgürlük Hareketinin ileri unsurlarına karşı girişeceği imha politikasını böylece devreye koymuş oldu.

Bundan böyle bir yandan İMRALI ile görüşmeler sürdürülürken, diğer yandan Paris benzeri cinayetler işlenerek “Örgüt içinde devletin barışçı elini kesmek isteyenler var” yaygarası koparılacak; böylece devlet barışçı, Kürt Özgürlük Hareketi bozguncu görüntüsü verilecek.

İmralı görüşmesi ile toplum nezdinde ve uluslar arası planda “İleri Demokrasi” söylemine uygun davranan AKP, Kürt Özgürlük Hareketinin başarısını boğmak üzere kendince Paris olayını, “Örgütün iç hesaplaşması” olarak lanse etmekte gecikmedi.

TC devletini yönetenler Paris benzeri planını uygulama sürecinde, istihbarat ilişkisi içinde olduğu devletlerin ve işbirlikçisi olduğu sermaye sınıfının çok yönlü olanaklarından yararlanacaktır. Bu durum sömürücüler arasında sınıf dayanışmasıdır. Sömürülenlere saygıyla duyurulur!

Bekir Özgür. 13.01 2013.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir