Enel HakYazarlar

BARIŞ SÜRECİ BAŞLAMALIMI?

Adil bir barış süreci yapılmalıdır. İlkbaşta Kürtlere anadilde eğitim hakı kayıtsız şartsız verilmeli hemde şimdi. Komün yetkileri çoğaltılmalıdır. Hata bölgesel yönetim modeleri kurulmalıdır. Kürt illerine bilinçli olarak bugüne kadar, hiç bişey yapılmadı, Türk partilerin seçmiş olduğu belediye başkanları, sadece çeplerini doldurup gitmişlerdir. Kürtleri açlıkla, yoksulukla, sefaletle, terbiye etmeyi devletin politikası haline getirmişlerdi. BDP belediyeleri bu gidişi tersine dönderdiler. İlk başlarda Bdp yi ürkütmek için her yolu denediler onlarca seçilmiş vekileri, belediye başkanlarını, parti yöneticilerini kaçırıp katletiler. Kürtlere bazı anayasal haklar neden hemen verilmelidir, Bunca yıl Kürt genç nesilleri, kendi dilinde, kültüründe koparılıp, kendi kültürüne düşman olacak bir şekilde eğitim verildi. Dili, kültürü, horlandı aşağılandı, Bu son yıllarda, Kürtler kendi değerlerine sahip çıkmaya başladılar ama bu çok yetersiz kalıyor. Bugün bir referandum yapılsa türklerle berabermi kalmak istiyorsunuz, yoksa ayrılmakmı istiyorsunuz, doğru bir karar verileceğini sanmıyorum. Bu sorunu gidermek için, anadilde eğitim verilmesi şarttır. Şöyle düşünelim, Yerel yetkileri çoğaltıldı, her belediye kendi sorunlarını kendisi çözüyor, merkezi hükümete hiç dayatma olmadan. Eğitim sorunları, kültür sorunlarını, Çevre sorunlarını, Oluşturulacak olan heyetler, kendi illerinde ne tür sorunları vardır, tartışıp çözüm bulurlar. Anadilde eğitim almış, kendi özüne dönmüş, kültürüne sahip çıkmış bir nesil yetiştirildimi, ondan sonra gündeme referandum gelirse Kürtlerin o zaman kendi hür iradeleri ile doğru bir karar vereceğinde eminim. O günlere gelinmesi için, şimdi barış süreci hemen başlamalıdır. Sanırım Sayın Öcalan bu şekilde düşünüyordur. Savaş ortamında adil bir secim yapılmaz. İnsanlar, doğru karar verecek durumda değilerdir. Ben Kürt özgürlük savaşcılarının bu barış süreci için neler düşündüklerini anlamaya çalıştım. Aslından onlar barışı herkesten çok istiyorlar. Eski tecrübelerine dayanarak bu süreçte çok umutsuz olduklarını görüyorum. Eyer net ve somut çıkışlar olursa, buna bağlı kalınırsa, Gerillada adım atacaktır. Eyer sadece gerillaya dayatma yapılırsa, yurt içindeki birliklerinizi kandile çekin, ve askeri operasyonlar devam ederse, yani bu süreci bir fırsat bilerek gerillayı imha etmek için üzerine gidilirse, barış umutları bir dahada gündeme gelmez kimsenin buna güvenide olmaz. Bugüne kadar hep bu yapıldı. Belkide bu süreç için yine bu yapılmak isteniliyor. Sözde türkiye bölgenin model ülkesi olacaktı Erdoğanda bölge lideri olacaktı. Geldiğimiz noktada, yere saplanıp kaldılar. Evde hesap pazara uymuyor. Suriyeyi hemen bir kaç ayda yıkıp sunni bir rejim kuracaklardı. Bu ilk başta Türkiyenin, ABD nin ve Suudi Arabistanın planıydı. Ne oldu? Kürtleri orda hiç hesapa katmadılar, yani ordaki Kürtleri kendi amaçları için kulanacaklarını düşündüler. Geldiğimiz noktada, Kürtler nerdeyse bütün Kürt yerleşim yerlerinin kontrolünü ele geçirdiler ve kendi savunma birliklerini kurdular. Her ilde bir iki tugay tabur kurulmuş durumdadır. Türkiye her ne kadar kendi ajanlarını, çetelerini dindar, teroristlerini, Kürtlerin üzerine gönderiyorsa, bunun bir çare olmadığını çok iyi anlıyor. Barışı sevdiğinde istediğinde değilde, köşeye sıkıştığında mecbur kaldığında yapacak ama halen ortalığı karıştırma peşinde koşuyor. Bütün imkanları denediler. Yapacakları en büyük şey neydi? Türkiyede ırkcıları kışkırtıp milliyetciliği körüklemekti. bir kaç yıl önce, Türkiyenin batı illerinde azınlıkta olan Kürtlerin evlerine, işyerlerine ırkcı saldırıları geliştirmeye çalıştılar. Şerzan Kurt olayında görüldüğü gibi, bu ırkcı olayları kışkırtan ve yapanlar hep devletin resmi polisleriydi. Sinopta görüldüğü gibi orda toplanan 800 kişinin nerdeyse yarısı sivil polisti. Herkesin farkında olması gereken bir durum vardır, bu ırkcı ve milliyetci çıkışlara, halk desteği yoktur. Sözde ölen genç askerlerin kanı üzerine siyaset yapacaklardı, her ölenin ailelerinde reaksyonlar (tepki) devlete ve askere gelince, onuda bıraktılar. Türkiyede geniş halk kesimi barış taraftarıdır. Savaşta canı yanan yoksul kesimin bu kirli savaşta hiç bir çıkarı yoktur. Daha yeni 20 yaşına girmiş gençler her gün yok olup gidiyorlar. Bu savaşta büyük rant elde etmiş ve halen savaşın uzamasını istiyorlar. Bir kesim asker birokrasi ve sivil uzantıları. MHP nin bugüne kadar siyaset üretiğini gördünüzmü? Oluşacak demokratik bir ortamda MHP gibi partilerin sonu olur. Kanla beslenen ırkcı faşist bir yapılandırmadır. Türkeş ABD de ilk kontrgerilla eğitimini alan kişidir. Kurduğu bu parti her zaman emperyalizmin yedek gücü olmuştur. CHP zaten bu tekleştirici, baskıcı, uluscu, ırkcı, faşist yapının kurucusudur. 2000 yıllarına gelindiğinde Türkiyedeki halklarda artık bir sosyal patlama görülüyordu. Çünkü halklar yüz yıllarca katliamlarda geçirildi, sindirildi. işkencelerde geçirildiler, hep baskı altında tutuldular. Halklara giydirdikleri tek tip elbise artık dar gelmişti, bu elbise hem çok eskidi hem çok kirlendi artık yırtılıyordu. AKP böyle bir dönemde iktidara geldi. O ortamı iyi değerlendiren AKP, bolca demokrasi naraları atıyordu. Avrupa birliğ ile ilişkilerin geliştirilmesi, baskıcı, ve tekleştirici kemalizmin aşılması yönünde halklara bol kesede söz dağıtı. Hal hazırdaki sistemin değişmesini istiyen geniş halk kitleleri AKP ye oy verdiler. Dindarı. Liberali, Kürdü, Çerkezi, lazı. AKP ilk 2 seçimi mağdurluk rolü oynadı. Gücü eline gecirince kraldan daha kralcı kesildi. Enel Hak 26.02.2013

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir