MANŞET

Ahmet Kaya’yı linç edenlerin listesi

Balçiçek Pamir programında Kaya’nın “linç edildiği” o gecenin görüntülerini yayınladı ve linç kampanyasına katılanların isimlerini teker teker saydı. Gülten Kaya da o isimleri doğruladı.

Gülten Kaya 12 Şubat 1999’da Ahmet Kaya’nın başına gelenleri hep anlattı ama o geceden dışarıya yansıyan isim sadece Reha Muhtar, Şenay Düdek ve Serdar Ortaç oldu. Bir de Ahmet Kaya’ya atılan çatalların önüne kendini siper eden Mehmet Aslantuğ’un ismi duyuldu. Gülten Kaya isimleri teker teker saymaktan hep imtina etti.

O GECE 10. YIL MARŞINI SÖYLEYENLER

Balçiçek Pamir o gecenin videosunu yayımladı ve isimleri şöyle saydı: “Kimler var kimler ben görüntülerden şöyle görüyorum, İbrahim Tatlıses, Mahsun kırmızıgül, Ajda Pekkan, Kadir inanır, Edip Akbayram, Mustafa Topaloğlu, Özcan Deniz var ve bu isimlerin hepsi de 10. yıl marşını ayakta söyleyen isimler.”

LİNÇ EDENLER ARASINDA KÜRTLER DE VARDI

Gülten Kaya ise Pamir’i doğruladı: “Evet ve işte bunlar linç gösterisine katılanlar.  Hiçbirisinde bir sağduyu yok çünkü ülke gerçeklerinden uzaklar bu ülkede Kürtler var mı, Kürtçe var mı bu bir dil midir bunlara hiç kafa yormamışlar ki bu insanlar eğer gelişmiş bir algıları olsa bir tanesi kalkacak ve habire delikanlılık kitapları yazıyorlar kalkıp diyecek ki bira dakika evet bu ülkede kardeş bir halk var onların bir dili var onların bir kültürü var ne dedi bu insan Kürtçe bir şarkı söyleyeceğim ve buna klip çekeceğim dedi. Ama ben en çok Kürk kökenli şarkıcıların tepkisine şaşırdım. O toprağa ait insanlar sonuçta…

Görüntülerde Erdal Acar Ahmet Kaya’ya bir el hareketi yapıyor ve Ahmet Kaya da ona sarılıyormuş gibi görülüyor. Gülten Kaya “Ahmet onun kulağına hak ettiği cevabı verdi” diye anlatıyor.

ASLANTUĞ VE AY KORUDU

Kaya şarkısını söyleyip sahneden indiğinde çatal yağmuru başlıyor. Çatallardan biri Gülten Kaya’nın kafasına geliyor. Gerisini Gülten Kaya şöyle anlatıyor: “Evet benim alnıma bir çatal geldikten sonra çok gerildi eşim, gözüme gelebilirdi. O sırada sağ olsun orada ki garsonlar bizi korudu onu hiç unutmuyorum. O tablo benim için çok önemlidir. Çok hüzünleniyorum.  Salonda garsonlar dışında bir tek sağduyulu insan göremiyoruz. Bir tek Mehmet Aslantuğ var bize destek olan. Bir de Savaş Ay. Her şey sakinleşir diyoruz böceğin biri sahnede ajitasyon yaratmaya başladı.”

Ve Serdar Ortaç onuncu yıl marşını söylemeye başlıyor:

“Evet. 10. Yıl marşını söylemeye başladı. Hani vatanı biz böldük ya onlar toparlayacaklar. Marşı dinlemedi gitti dedirtmemek için bekledik.”

REHA MUHTAR YALAN SÖYLÜYOR

Daha sonra orada bulunanlardan Reha Muhtar kendisinin linçe katılmadığını, oradakihavayı dağıtmaya ve birleştirmeye çalıştığını söylemişti. Gülten Kaya Muhtar’ı yalanlayarak şöyle konuştu:

“Yazdıkları doğru değil. Yani orada ben o havayı dağıtmaya ve birleştirmeye çalıştım falan diyor ama değil yani niye mesela memleketim şarkısını söyletiyor? Kimin babasının memleketi orası? Benim de memleketim yani, kim benim memleketimi benden daha fazla sevdiğini iddia edebilir ki? Reha Muhtar mı?Asla kabul etmiyorum bunu,bu yarıştırılabilinir bir şey değildir ki”

ÖCALAN’NIN FOTOĞRAFI ÖNÜNDE KONSER

“Hürriyet Gazetesi bir fotoğraf yayınladı ve bizim 93 yılında Berlin’de bir konser yaptığımız.. Ve o fotoğrafın önünde Ahmet Kaya’yı gösteren bir şey yayınladı. Güneydoğu’yu Kürdistan gibi gösteren bir fotoğraf, harita. Ve sekiz sütün manşet attı “Ayıp Ettin Gözüm” diye bir manşet, hiç unutmuyorum. Gönderme de yapıyorlar güya. Şimdi hiç unutmuyorum, yaptığım ilk hareket pasaportumuza bakmak oldu, biz hiç öyle bir konser yapmadık. Çünkü hemen pasaportları çıkardım. 93 yılında yurt dışına hiç çıkmamışız bile.

“Dava düştü evet çünkü bir yıl boyunca Hürriyet Gazetesi’ne yazı yazıldı elinizdeki bu belgeleri falan gönderin bu olay ile ilgili, hiçbir şey göndermediler. Bir yıl sonra mahkeme artık polis marifeti ile getirilmesine karar verince gazetenin avukatlarından bir yazı geldi, bizim elimizde de başka da hiçbir şey bulunmamaktadır.”

AHMET KAYA TÜRKİYE’DE KALSA NE OLURDU?

Ne olacaktı bizim sevgili dostumuz Hrant Dink’in akıbeti olacaktı,bu olacaktı çok net söylüyorum. Ahmet Kaya kahrından öldü. İnsan kırk üç yaşın içerisinden geçerken hele birde en üretken zamanı ise hele birde gerçekten projelerle doluysa aklının içi o kadar erken ki,yani şu ülke için o kadar iyi şeyler yapacaktı ki Ahmet Kaya, eğer yaşıyor olsaydı, hayat çok garip tabi tarihte çok garip, mesela Kurtuluş Savaşı Destanını yapacaktı Nazım Hikmet’in, 4 CD’lik,arşivlik çalışma yapacaktı mesela çocuklarının mezuniyet törenine gidecekti keplerini giydirecekti, bütün bu haklarını aldılar elinden bunda herkesin payı var.

internethaber

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir